“Emevi mimarisi ile İslam mimarisi arasında ne fark vardır?” diye sorabilirsiniz. İlki erken dönemdeki Müslüman Arap halifelerin döneminde oluşturulan Emevi eserlerini temsil ederken, diğeri MS 750 yılında İranlı destekçileri (ve İran’ın kurucuları) ile birlikte Emevi dönemini sona erdiren Arap Abbasilerin eserlerini temsil etmektedir.

Abbasi Halifeliği (ya da hanedanı) Sünni Müslüman bir hanedandı ve ilk başkenti Bağdat'tı.

Emevi, Abbasi ve Safevi dönemleri İslam medeniyetinin tarihindeki iki ayrı dönemi simgelemektedir: İslamiyet'in egemen olduğu, Bizans ve Sasani kültürüne İslamiyet etkisinin geldiği altın çağ ve daha sonraki İran Rönesansı dönemi.

Minarelerin görkemli bir duruşu vardır. Bu durum onların Orta Çağ’da inşa edilmesi ile yakından ilgilidir. Minarelerin tek yapılış amacı yapıyı güzelleştirmek değildir. Esas olarak inananların dualarını Allah’a ulaştıran kaleler olarak görülmektedirler. Bu kültür devriminin en önemli iki unsuru gelmiş geçmiş en muazzam minareler üzerinden daha kolay anlamlandırılabilir. Bunlar Suriye’deki Şam Ulu Camii ve Irak’taki Samarra Ulu Camii’dir.

Şam: Emevi Camii

Gezginler Suriye'nin Şam kentine girmek için anıtsal bir geçitten geçerdi. Sonrasında ana caddenin iki tarafında soluk pembe ve yeşil renkli porfir taşı, jasper taşı, granit ve kaymak taşından yapılmış, çiçekli motiflerle süslü sütunlar görülürdü ve bunlar genellikle bir balkonu ya da kemeri desteklerdi. Her iki tarafta da birkaç katı kaplayan ve pazar tarafına bakan dükkanlar vardı. Bu katlardan bakıldığında gemilerini rıhtıma demirleyen denizciler ve develere binmek üzere gemiden inmesi için yardım bekleyen yolcular görülürdü. Daha sakin bir ortam için pazardan ayrılanlar yakında şehir siluetini delen büyük camilerin minarelerini fark ederdi.

Emevi Camii olarak da bilinen Şam Ulu Camii güçlü bir depreme dayanacak sağlamlıkta inşa edilmiştir ve süslemeleri ile göz doldurmaktadır. Bu durum sonrasında İstanbul’dan Kahire’ye, Kurtuba’dan Semerkant’a dünyanın dört bir yanındaki birçok cami için de geçerli olmuştur. İlk dönem camilerinden ve küçük cami tasvirlerinden hiçbiri günümüze ulaşmamıştır. Bununla birlikte, Irak'taki Küfe ve Basra'da ve Mısır'ın ilk başkenti Fustat'ta inşa edilen ve insanları bir araya getiren büyük binaların doğru tasvirleri günümüze kadar ulaşmıştır.

Great Mosque of Damascus
Şam Ulu Camii

En görkemli minareler düşünüldüğünde MS 715 yılında inşa edilen Şam Ulu Camii'nin minareleri ilk akla gelenler arasındadır. Emevi Camii olarak da bilinen bu cami dünyadaki en eski ve büyük camilerden biridir ve tarih boyunca çeşitli nedenlerden ötürü farklı mimari üsluplar kullanılarak yeniden inşa edilmiştir.

Şam Ulu Camii, Kudüs’teki Mescid-i Aksa’nın aksine, hiçbir zaman tamamen özel bir kullanım amacıyla dönüştürülmemiştir. Bugün ise 11. yüzyıldan kalma bir cami görüntüsüne sahiptir ve o dönemin ruhunu yansıtmaktadır.

Buna karşılık, Mescid-i Aksa Camii kuzey-güney yönünde birbirine paralel uzanan sayısız odadan (muhtemelen 15 kadar) oluşuyordu. Avlu yoktu çünkü eski Yahudi tapınağının ön kısmında bulunan devasa yürüyüş alanı açık alan olarak hizmet ediyordu.

Şam’da yer alan Emevi Camii dikdörtgen şeklindedir (157’ye 100 metre). İç kısım üç tarafı revakla çevrili açık alanı kapsadığı gibi kıble duvarına paralel, üç eş uzunluktaki neften oluşan ve ortada dik bir koridorun böldüğü kapalı alandan oluşmaktadır. Cami 705 ile 715 yılları arasında görev yapan altıncı Emevi Halifesi I. Velid tarafından yaptırılmıştır.

Binaların birçok ortak özelliği vardır. İçeriden desteklenen geniş alanlar olmalarının yanı sıra tavanın sütunlara ya da ayaklara dayandığı tipik bir hipostil salonun esnekliğine ve ulaşım kolaylığına sahiptirler.

Şam Ulu Camii

Emevi Camii'nin Minareleri

Eski Kent’te yer alan Şam turistlerin ve Suriye’de yaşanabilecek en iyi deneyimi arzulayan gezginlerin gözdesidir. Birçok insan bu antik bölgeyi ülkenin modern atmosferinden çok uzak bulsa da, görülmeye değer harika minareler vardır. Bunlardan bazıları aşağıda sunulmaktadır.

Gelin Minaresi (Minaretül Arus)

  • Avlunun batı tarafında, Mücevher Minaresi ile İbadet Minaresi arasında bulunmaktadır.
  • Üç minare arasındaki en eskisidir.
  • En üst katında Halife III. Mütevekkil’e ithafen kaleme alınmış bir yazıt vardır.

İsa Minaresi

  • Yüksekliği 77 metreye ulaşan İsa Minaresi caminin üç minaresinden en uzun olanıdır.
  • Minarenin kare şeklindeki ana gövdesinin üst kısmında, yukarı doğru sivrilen ve üzerinde hilalin bulunduğu bir külah bulunmaktadır.
  • Bazı kaynaklara göre minare 9. yüzyılda Abbasiler döneminde, bazısına göre ise Emeviler döneminde inşa edilmiştir.
  • Mevcut minarenin ana gövdesi Eyyubiler tarafından yapılmış, üst kısmı ise Osmanlılar tarafından yapılmıştır.

Kayıtbay Minaresi

  • Kayıtbay Minaresi aynı zamanda Batı Minaresi olarak da bilinmektedir ve Memlüklü Sultanı Kayıtbay tarafından 1488 yılında yapılmıştır.
  • Minare sekizgen şeklindedir ve arka kısımda üç galeri bulunmaktadır.
  • Genel olarak, hem İsa Minaresi’nin, hem de Batı Minaresi’nin Antik Roma kulelerinin (temenos) temeli üzerine inşa edildiğine inanılıyordu. Ancak bazı bilim adamları bu bilgiye diğer eski Roma tapınaklarında köşe kulelerinin bulunmaması nedeniyle mesafeli yaklaşmaktadır.
Minarets of the Umayyad Mosque
Emevi Camii'nin Minareleri

Kubbet-üs Sahra - Kudüs

Kudüs'teki Kubbet-üs Sahra eşi benzeri olmayan bir yapıdır. İslam mimarisinin şaheserlerinden biri olan Kubbet-üs Sahra en eski İslami yapılardan biridir. Sekizgen olması ve yüksek bir kubbesinin bulunması benzersiz özellikler olmasa da, süslemeleri alışılmışın dışındadır.

Kudüs’te İslamiyet egemenliğini Kubbet-üs Sahra’dan daha iyi temsil eden bir yapı yoktur. Emevilerin önde gelen halifesi Abdülmelik bu eseri 692 yılında tamamlamıştır. Böylelikle halife yalnızca Allah için ibadet edilecek bir tapınak yaptırmakla kalmamış, aynı zamanda Yahudilik ve Hristiyanlıktan sonra İslamiyetin geleceğini, fakat bunu söz konusu dinlerin dünya medeniyetine yaptığı katkıları ortadan kaldırmadan yapacağını simgeleyen ve incelikli işlemeleriyle göz dolduran bir eser bırakmıştır.

Bu ibadethanenin en sıra dışı yapılardan biri olmasını sağlayan unsur yapılış amacı ile ilgilidir. 8. yüzyılın ortalarından bu yana, Kubbet-üs Sahra Hz. Muhammed’in (SAV) hayatında öne çıkan manevi olaylarda hep başrolde olmuştur. Örneğin Peygamberimizin miraç hadisesinin burada gerçekleştiğine inanılmaktadır. Yapının atmosferi o kadar büyüleyicidir ki onu gören ya da işiten herkeste ömrünün sonuna kadar kalıcı bir etki bırakmaktadır.

Dome of the Rock
Kubbet-üs Sahra

Kubbet-üs Sahra bugüne ulaşmayı başarmış en eski İslami yapılardan biridir. 33 metre yüksekliğindeki bu tarihi eser şehrin en önemli sembolüdür. Kubbet-üs Sahra Arapçada kayanın üzerindeki kubbe anlamına gelmektedir. Bu kutsal yapının yüzlerce yıl boyunca sağlam kalması hedeflendiği için güzel ve devasa bir zemin üzerine inşa edilmiştir.

Kudüs'ün Eski Kent bölgesindeki Müslüman Mahallesinde yer alan Mescid-i Aksa kentin önemli simge yapılarından biridir. Bunun yanı sıra Kudüs'ün ve burada bulunan dini açıdan önemli yapıların İslamiyet açısından kutsallığının sembolüdür. Muazzam mimarisi, güzel süslemeleri ve bakımlı bahçeleri bu yapıyı bugün Kudüs'teki İslam mirasının güzide eserlerinden biri yapmaktadır ve bu nedenle bu kutsal mekan birçok gezginin uğrak adresidir.

Safevi İmparatorluğu

Safevi hanedanı İran tarihi açısından en önemli hanedanlardan biridir ve Kürt kökenli olduğu rivayet edilen ve halkın içinden biri olan Şeyh Safiyüddin tarafından kurulmuştur. İranlı Sünni Müslüman hanedanın kurduğu imparatorluk uzun yıllar boyunca, Kızılbaş Türkleri ve çeşitli Şia topluluklarını da kapsayacak şekilde büyük dini ve etnik toplulukların yaşadığı toprakların tam merkezinde yer almıştır.

Safevi İmparatorluğu'nun en önemli şehirleri kuzeybatıda Tebriz ve Erdebil, ortada Kazvin ve batıda İsfahan’dır. Aynen Osmanlı’nın olduğu gibi, Safeviler de görkemli bir imparatorluktu ve İran'da Safevi dönemine ait bir binanın ya da Safevilerden kalma bir eserin kapsamlı bir restorasyonunun bulunmadığı neredeyse hiç bir bölge yoktur.

İran'daki Safevi hanedanlığı döneminde inşa edilen en ünlü iki cami olan Şeyh Lütfullah Camii ve Şah Camii mutlaka görülmesi gereken yerler arasında yer almaktadır.

Şah Camii, İsfahan

Shah Mosque, Isfahan
Şah Camii, İsfahan

  • Mescid-i Sultani ve Abbasi Cami olarak da anılmaktadır.
  • İran İslam Devriminden sonra İmam Camii olarak adlandırılmıştır.
  • İsfahan’ın tam merkezinde, Nakş-ı Cihan Meydanı’nda bulunmaktadır.
  • İsfahan’daki önde gelen tarihi camilerin arasında yer almaktadır.
  • Safevi İmparatorluğu’nda Şah Abbas döneminde 1611 yılında inşa edilmiştir.

Şeyh Lütfullah Camii, İsfahan

Sheikh Lotfollah Mosque
Şeyh Lütfullah Camii
  • Safevi İmparatorluğu döneminde inşa edilen İran mimarisi şaheseridir.
  • 1603 yılında başlayan cami inşaatı Şah I. Abbas döneminde, 1619 yılında Şeyh Bahai tarafından tamamlanmıştır.
  • Nakş-ı Cihan Meydanı’nın doğusunda yer almaktadır.
  • Nakş-ı Cihan Meydanı’ndaki dört tarihi bina arasında, ilk inşa edilen camidir.
  • İmparatorlukta mahkeme binası olarak kullanılmak üzere yapılmıştır. Minaresi yoktur ve daha fazla kişinin kullanımı için tasarlanan Şah Camii’ye göre daha küçüktür. İncelikli fayans işlemeleri ile göz dolduran bu güzel cami başlangıçta mahkeme binasında görevli kadınların kullanması için yapılsa da bugün herkese açıktır.

Caminin İslam dünyasında daha önce yapılmış olan eserleri hem güzellik, hem de kalite bağlamında aşan hat ve çinileri Usta Hattat Ali Rıza Abbasi’nin elinden çıkmıştır. Bu caminin sade yapısının aksine, hem iç hem de dış dekorasyonu son derece ayrıntılıdır. Cami inşaatında en iyi malzemeler kullanılmış, süreçte en yetenekli zanaatkarlar görev almıştır.

Lütfullah Camii'nin ve Tebriz’deki Gök Mescid’in kubbesinin tasarımında Yezd eyaletinin Taft şehrinde bulunan Şah Vali Camii’den ilham alınmıştır.

Camideki yazılar Onikicilik inancını Sünni İslam’dan ayrıştırmanın gerekliliği ve Osmanlı işgaline karşı gelişen Pers direnişi gibi o dönemde ülkeyi yöneten şahı meşgul eden konuları yansıtmaktadır. Ayrıca Tahran’daki Azadi Meydanı’nın tasarımında Lütfullah Camii’nin kubbesinin iç kısmının tasarımından esinlenilmiştir.

Azadi Square in Tehran
Tahran'daki Azadi Meydanı

Erdebil halısının deseni ile kubbenin içindeki desen benzerdir.

Caminin yakınlarında Safevilerden kalan başka önemli bir yapı bulunmaktadır: Ali Gapu Sarayı.

Samarra Ulu Camii & Ebu Dülef Camii - Irak

Samarra Ulu Camii ve Ebu Dülef Camii’nin 9. yüzyılda inşa edilen spiral şeklindeki ikonik minareleri vardır. O günden bugüne minareler Irak’ın bulunduğu bölgede yapılan mimari ve sanatsal yeniliklere tanıklık etmiş ve dünyanın dört bir yanındaki simgesel yapılara ilham kaynağı olmuştur. Minareler o kadar görkemliydi ki 2007 yılında iki yapı Samarra Antik Kentinin bir parçası olarak UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girdi.

Great Mosque of Samarra
Malviya Kulesi

Tarihi simge yapılardan biri olan Samarra Ulu Camii bir zamanlar dünyanın en büyük camisiydi. Caminin kendine özgü spiral şeklinde minaresi bulunmaktadır ve minare Malviya Kulesi olarak anılmaktadır. Abbasi Halifesi Cafer el-Mütevekkil döneminde yapılan bu minarenin inşaatı 848 ile 852 yılları arasında devam etmiştir. Koni benzeri şekliyle dikkatleri çeken minare 52 metre uzunluğunda, 33 metre genişliğindedir. Spiral gövdenin etrafındaki merdivenler ile yukarı çıkılmaktadır. Yapı eski bir Mısır piramidine benzetilirken bugün Irak'ın en popüler turistik adreslerinden biri olmaya devam etmektedir. Mimari üslubu bakımından Suriye ve Pers minarelerine benzetilmektedir.

Kule mimari bakımdan gerçek bir başyapıttır. Gövdesinin spiral şeklinde olması ve mimari tasarımı onu Abbasiler döneminin gözde eserlerinden biri yapmıştır. Bu iki caminin 20 yıl aralıkla yaptırılması inancı ve bölgenin gücünü simgelemektedir.

Ebu Dülef Camii 849 (Hicri 235) ve 851 (Hicri 235) yılları arasında inşa edilmiştir ve şehrin doğuya doğru genişleyen kısmında yer almaktadır. Cami Hülagü Han’ın Irak’ı işgal etmesinin ardından 1278 (Hicri 656) yılında yıkılmıştır. Bu aynı zamanda Halifeliğin kısa süreliğine Samarra’dan Bağdat’a geçtiği döneme denk gelmektedir. Bugün caminin yalnızca dış duvarı ve minaresi ayaktadır.

Ebu Dülef Camii ile Samarra Ulu Camii’nin tasarımı çok benzer olsa da Ebu Dülef Camii kompleksinin planı daha iyi korunmuştur.

Geçmişten Günümüze Minareler serisinde sunulan birbirinden büyüleyici ve ihtişamlı minareleri ziyaret etmenizi öneririz. Bir kere gördüğünüzde aklınızdan bir daha çıkmayacak güzellikteki bu yapıları görebileceğiniz tatilinizi planlamak için HalalBooking.com’da sunulan farklı alternatiflere göz atabilirsiniz.

You’ve successfully subscribed to HalalBooking
Welcome back! You’ve successfully signed in.
Great! You’ve successfully signed up.
Your link has expired
Success! Check your email for magic link to sign-in.