Halalbooking ile Türkiye’de Yol Seyahatleri: Adana - Mardin Rotası

Halalbooking ile yol seyahatlerinin yeni rotasında Güneydoğu Anadolu'da eşsiz bir lezzet yolculuğuna çıkıyoruz. Kebabı ile ün salmış Adana'da başlayan rota, Mezopotamya'nın binbir lezzetini bir arada tadabileceğiniz Mardin'de son buluyor. Adana-Mardin yolculuğu hem gözünüze hem damağınıza hitap edecek. Yörenin binlerce yıllık tarihi ile zaman yolculuğuna hazır olun.

Yola Çıkmaya Hazırlanın!

Adana Havalimanı, Adana şehir merkezine yalnızca 5 kilometre mesafede bulunmaktadır. Havalimanına İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya gibi şehirlerden günde birkaç sefer düzenlenmektedir. Ayrıca, Almanya’nın çeşitli şehirlerinden Adana’ya doğrudan uçuş bulunmaktadır.

Havalimanından araç kiralayarak Adana şehir merkezine doğru yola çıkabilir veya Havaş otobüslerine binerek şehir merkezine gelebilir ve burada araç kiralayabilirsiniz.

Adana

Kebabın, ciğerin ve şalgamın diyarı Adana, gastronomi rotasına başlamak için en ideal şehir. Yemeklerin güzelliğinin yanı sıra, güneşi kemiklerinizde hissedeceğiniz sıcak iklimi ve muhteşem Seyhan Nehri manzarası ile Türkiye’nin en büyük beşinci şehrinde unutulmaz günler geçirmeye hazır olun.

Adana’da bulunan tesisleri inceleyin ve konaklamak için size ve ailenize en uygun oteli tercih edin.

Adana leziz yemeklerinin yanı sıra Anadolu Beylikleri dönemindeki konumu sebebiyle de çok sayıda tarihi esere ve İslam mirasına da ev sahipliği yapmaktadır. Adana gezinizde görebileceğiniz bazı eserler şöyle:

  • Aslen bir Ermeni kilisesi olarak inşa edilen Yağ Camii, 1501 yılında Ramazanoğlu Halil Bey tarafından camiye dönüştürülmüştür. Ancak yapının küçük olmasından dolayı Halil Bey’in oğlu tarafından ikinci bir bina yaptırılarak cami kapasitesi genişletilmiştir.
  • Seyhan Nehri kıyısında muhteşem bir yapı olan Sabancı Merkez Camii, Sultan Ahmet Camii ve Selimiye Camii örnek alınarak yapılmıştır ve Klasik Osmanlı mimarisine sahiptir.
Sabancı Merkez Camii
  • 16. yüzyılda Ramazanoğulları tarafından yaptırılan Ulu Camii, Selçuklu ve Memlük mimarisine sahiptir. Çinileri ve iç tasarımı ile bölge camilere ilham kaynağı olan cami, Merkez Camii yapılana kadar Adana’nın en büyük camisi olarak kabul edilmekteydi.
  • Ulu Camii’nin yanında bulunan Ramazanoğlu Medresesi ise 1495 yılında Halil Bey tarafından yaptırılmış ve Osmanlı döneminde Kanuni Sultan Süleyman ve IV. Murad gibi padişahlara hizmet vermiştir.
  • Ulu Camii ve Medrese ziyaretinizden sonra 2 dakikalık yürüme mesafesinde bulunan tarihi Büyük Saat Kulesi’ni görmeyi ihmal etmeyin.
Adana Büyük Saat Kulesi

Doğal güzellikleri ve parkları ile Adana’da keşfetmeniz gereken çok sayıda açık alan bulunuyor:

  • 2004 yılında açılan Merkez Park, Seyhan Nehri’nin kıyısında 33 hektarlık bir alana yayılmaktadır ve Türkiye’nin en büyük parkıdır. Merkez Camii ve Galleria AVM arasında kalan parkta dinlenebilir ve çocuklarınızla eğlenceli vakit geçirebilirsiniz.
  • Karaisalı ilçesinde bulunan Kapıkaya Kanyonu doğa yürüyüşü yapmak, tırmanış yapmak, doğa ile başbaşa kalmak ve fotoğraf çekmek için harika bir noktadır.
Kapıkaya Kanyonu
  • Seyhan Nehri üzerinde bulunan Taşköprü, Adana’nın simge yapılarından biridir. Dördüncü yüzyılda Roma İmparatoru tarafından yaptırılan köprü Adana’nın iki yakasını birleştirmektedir ve dünyanın en eski köprüsü olarak bilinmektedir.
  • Halk arasında Koca Köprü veya Alman Köprüsü olarak da bilinen Varda Köprüsü, Osmanlı Devleti ve Almanya ortaklığı ile inşa edilmiştir. Osmanlı Devleti Hicaz Demiryolunun bir parçası olarak, Almanya ise petrol kaynaklarına ulaşmak amacıyla köprüyü inşa ettirmiştir.
Varda Köprüsü

Tarihi Büyük Saat Kulesi’nin de içinde bulunduğu Tarihi Kazancılar Çarşısı, Adana’da alışveriş yapmak ve Adana kültürünü en yakından tanımak için muhteşem bir fırsat. Yöresel ürünler, Adana şalvarı, bakır kazanlar ve daha pek çok hediyelik eşya alabilir ve Adana lezzetlerini tadabilirsiniz.

Adana gezisinin en kilit noktası muhakkak yemek olacaktır. Kebaplardan böreklere günün her vakti yiyeceğiniz Adana’ya özgü yemekler bulabilirsiniz.

Adana Böreği olarak bilinen peynirli bir tür tepsi böreği ile güne başlayabilirsiniz. Adana’nın her yerinde bulabileceğiniz börekçilerde çay ve böreğin keyfini çıkarın. Eğer güne Adana usulü başlamak isterseniz kahvaltıda ciğer şiş yiyebilirsiniz. Muhteşem mezeleri ve dillere destan ciğeri ile Ciğerci Mahmut en çok tercih edilen restoranlar arasında yer alıyor. Dünyaca ünlü Adana kebabı yemek için ister lüks bir restoran tercih edin ister bir kebap tezgahını, aklınızdan çıkmayacak bir tat olacaktır. Adana’da bulunan ciğer ve kebap restoranlarının hemen hemen hepsi alkolsüzdür, gönül rahatlığı ile yemeklerin tadını çıkarabilirsiniz.

Adana Böreği

Kaburgacı Yaşar Usta, Kebapçı Mesut ve Kebapçı Cik Cik Ali en çok tercih edilen kebap restoranlarından bazılarıdır. Günü tatlı bir şekilde tamamlamak için Bici Bicici Abuzer Usta’da bici bici yemeyi ihmal etmeyin. Karakuş tatlısı ve taş kadayıf yerken yanında bir bardak tarsusi (tarz-ı hususi) kahvesi için.

Kazancılar çarşısında Adana cezeryesi satan dükkanlarda cezeryenin tadına bakın ve hatta dostlarınıza ikram etmek için bir kaç kutu fazladan alın.

Adana’ya veda ederken Gaziantep’e doğru yola çıkmak için hazırlanın. O-52/E90 Adana-Şanlıurfa karayolu üzerinden 98 kilometre ilerleyin, yaklaşık 1 saat 10 dakika sonra Osmaniye’de mola için durabilirsiniz.

Osmaniye valilik binasının yanında bulunan Osmaniye Masal Park’ta, hem çocuklarınızla eğlenebilir hem de dinlenebilirsiniz. Türkiye’nin dört bir yanındaki simge yerlerin modellerini inceleyin, çizgi film kahramanlarının heykelleri ile fotoğraf çektirin, masal ağacının etrafına kurulun ve güzel bir masal dinleyin veya lunaparkta doyasıya eğlenin. Alışveriş sokağındaki mağazalardan alışveriş yaptıktan sonra Adana lezzet sokağında yemek yiyebilirsiniz.

Osmaniye’de verdiğiniz bu eğlenceli molanın ardından, O-52 karayolu üzerinden 134 kilometre ilerleyin, yaklaşık 1 saat 40 dakika sonra Gaziantep’e varacaksınız.

Gaziantep

Lezzet yolculuğunun yeni durağı Gaziantep. Lahmacundan baklavaya hem gözünüze hem damağınıza hitap edecek lezzetlerle ve tarihi yapılarıyla Gaziantep’te harika zaman geçireceksiniz.

Gaziantep gezisinin tadını doyasıya çıkarmak için burada en az 2-3 gün kalmanızı öneriyoruz. Gaziantep’te bulunan helal özellikli otelleri inceleyin ve sizin için en uygun olanını tercih edin.

Butik otele dönüştürülen tarihi konaklardan biri olan Anadolu Evleri turistik cazibe merkezlerine oldukça yakın bir konumda geleneksel konak odaları ile hizmet veriyor.

Geçmişi antik çağlara dayanan Gaziantep’in, müzeleri ziyaret ederek köklü tarihini ve kültürünü yakından öğrenebilirsiniz:

  • İslam Bilim Tarihi Müzesi’ni ziyaret ederek Müslüman bilim insanlarının astronomi, tıp, fizik, kimya, denizcilik ve daha pek çok alandaki icatlarını ve çalışmalarını görebilirsiniz. İb’ul-Heysem’den Biruni’ye ve Ebu Mansur’a kadar pek çok bilim insanının keşiflerine gözlerinizle şahit olun.
  • Antik Roma döneminde altın yıllarını yaşayan Zeugma Antik Kenti, Nizip ilçesine 10 kilometre uzaklıkta bir tepenin yamacında bulunmaktadır. Tüm dünyanın ilgisini çeken ‘Çingene kızı’ mozaiği ve Zeugma’dan çıkarılan pek çok mozaik Zeugma Mozaik Müzesi’nde sergilenmektedir. Müzeyi ziyaret etmeyi ve bu eşsiz mirası görmeyi kesinlikle ihmal etmeyin.
Zeugma Antik Kenti
  • Türkülere konu olan, dillere destan Antep’in hamamlarını görmek ve hamam geleneklerini yakından incelemek için Gaziantep Hamam Müzesi’ni ziyaret edebilirsiniz. Lala Mustafa Paşa tarafından yaptırılan hamamda balmumu heykellerle hamam geleneklerinin temsil edilmesini görebilirsiniz.
  • Tarihi bir Antep konağında bulunan Gaziantep Oyun ve Oyuncak Müzesi, 1700’lerden günümüze kadarki yüzlerce oyuncağa ev sahipliği yapmaktadır. Müzede eşi benzeri bulunmayan el yapımı oyuncakları, masal temalarını ve çocukluğunuza ait hatıraları bulabilirsiniz.

Gaziantep tarihine dair kale ve konakları keşfe çıkmayı ihmal etmeyin:

  • Gaziantep şehir merkezinde bir tepede yer alan Gaziantep Kalesi, Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’ne konu olmuş bir kaledir. İlk olarak Roma döneminde gözetleme kulesi olarak yapıldığını düşünülen kale 12 kuleden ve taş surlardan oluşan günümüzdeki halini Bizans döneminde yapılan eklemelerle almıştır.
Gaziantep Kalesi
  • Rumkale, Fırat Nehri ile Merzimen Çayı’nın buluştuğu noktada kayalık bir yarımada üzerinde yer almaktadır. Geçmişi antik çağlara dayandığı düşünülen kale Roma ve Orta Çağ tarzına sahiptir. İçerisinde kilise, manastır, su sarnıçları ve hendekler bulunmaktadır.
Rumkale
  • Tarihi Antep Evleri, Gaziantep’in geleneksel taş konaklarını ve kültürünü yakından görebileceğiniz harika mekanlardır. Bazıları butik otellere dönüştürülen bu tarihi konaklarda konaklayarak veya çoğunluğu Bey Mahallesi’nde bulunan bu evleri ziyaret ederek bu otantik ortamın keyfini çıkarabilirsiniz.

Gaziantep aynı zamanda çok sayıda tarihi camiye de ev sahipliği yapmaktadır:

  • Kurtuluş Camii - Aslen St. Mary kilisesi olarak inşa edilen bu cami Gaziantep’in en büyük camilerinden biridir. Kilise ve hapishane olarak kullanılan ve Gotik mimarisi ile ilgi çeken yapı zaman içinde yapılan eklemelerle camiye dönüştürülmüştür.
Kurtuluş Camii
  • Alaüddevle Camii - Dulkadiroğlu beyliğinin son beyi Alaüddevle için 1500’lü yılların başında yaptırılmıştır. Mimarı ve ustası Hristiyan olduğu için mimarisi de Hristiyan sanatından örnekler taşımaktadır.
  • Boyacı Camii - 1357'de Memlüklüler döneminde yaptırılmıştır ve Gaziantep’in en eski camisidir. Geniş avlusu, etkileyici bir mimariye sahip minaresi ve yerden tasarruf etmek için özel bir tasarımla yapılan minberi ile ziyaretçilerini etkilemektedir.
Boyacı Camii minaresi

Antep denilince akla ilk gelen yerlerden biri şüphesiz Bakırcılar Çarşısı’dır. Bakır cezveler, çaydanlıklar, tencereler, dekoratif eşyalar, çay-kahve takımları ve daha pek çok ürünü burada zanaatkarların dükkanlarından satın alabilir ve bu muhteşem gezinin bir hatırası olarak dostlarınıza hediye edebilirsiniz. Ayrıca, Gaziantep’e özgü kuru biber, patlıcan, baharat, salça gibi yiyecekler de çarşıda satılmaktadır.

Gelelim gezimizin başrolü olan Gaziantep mutfağına. Beyran, içli köfte, yuvalama, lebeniye çorbası, kebap çeşitleri, katmer ve baklava Gaziantep mutfağının en popüler yemekleri arasında yer alıyor.

Beyran çorbası

Antep’in lüks kebap restoranlarının arasından yılların tecrübesi ve özel malzemeleri ile sıyrılan Kebapçı Halil Usta, küşleme çeşitleri ile misafirlerine unutamayacakları bir lezzet sunuyor. Koyun yanağı ve boyun etinden yapılan ve salçalı bir çorba olan Gaziantep’in ünlü yemeği beyranı yemek için Beyrancı Mustafa veya Dukat Beyran’ı tercih edebilirsiniz. Gaziantep mutfağından seçmelerin sunulduğu Metanet Lokantası ve kebap çeşitlerinin yanı sıra yöreye özgü sulu yemekleri de tadabileceğiniz Tadım Lokantası da kesinlikle tercih etmeniz gereken restoranlar arasında bulunuyor.

Ünü sadece ülkemizi değil dünyayı aşmış, bir yiyenin bir daha unutamadığı baklava, anavatanı Gaziantep’te pek çok ustanın elinden en güzel haliyle ve çeşitleri ile sunuluyor. Fıstıklı kuru baklavası ile Koçak Baklava, kaymaklı şöbiyeti ile Baklavacı Zeki İnal ve fıstıklı dolama, havuç dilimi, bülbül yuvası gibi çeşitleri ile İmam Çağdaş sadece restoran hizmeti vermiyor, ayrıca dolabınızda saklayıp istediğiniz zaman çıkarıp yiyebileceğiniz şoklanmış baklavalar da sunuyor.

Gaziantep Baklavası

Lezzet ve tarih dolu Gaziantep gezinize son verirken dünyanın en eski yerleşim yeri olan Göbeklitepe’yi görmek için yola çıkmaya hazırlanın. O-52 karayolu üzerinden 173 kilometre ilerleyin, levhaları takip ederek Göbeklitepe’ye ulaşacaksınız.

Tarihi milattan önce 11400 yılına dayanan Göbeklitepe dünyanın en eski tapınağıdır. Dikili taşların üzerinde bulunan hayvan, insan ve sembol kabartmalarından ve yerleşimin yapısından yola çıkılarak buranın bir tapınak olduğu anlaşılmıştır. Halen kazı çalışmaları devam ettiği için şu an alanın tamamı geziye açık değildir.

Göbeklitepe gezinizi tamamladıktan sonra, Şanlıurfa merkeze doğru yola çıkmaya hazırlanın. Yaklaşık 35 dakika yolculuktan sonra Şanlıurfa’ya varacaksınız.

Şanlıurfa

Hazreti İbrahim ve Hazreti Eyyüb peygamberlerin doğum yeri olduğuna inanılan Şanlıurfa, peygamberler şehri olarak bilinmektedir ve helal bilinçli seyahat severler için çok sayıda görülecek yer sunmaktadır. Aynı zamanda Güneydoğu Anadolu’nun eşsiz lezzetlerine ev sahipliği yapması ile de lezzet yolculuğunuzun önemli bir noktası olacak.

Şanlıurfa’yı keşfetmek için burada konaklamanızı öneriyoruz. Eski konaklardan dönüştürülen butik otellerin yanı sıra lükse ve konfora öncelik veren misafirler için hizmet veren şehir otellerini de tercih edebilirsiniz. Şanlıurfa’da bulunan helal özellikli tesislere göz atın ve sizin için en uygununu tercih edin.

Alışveriş merkezlerine ve Şanlıurfa’nın en büyük camilerinden 11 Nisan Kurtuluş Camii’ye yalnızca 5 dakika yürüme mesafesinde bulunan Nevali Hotel, şehrin panoramik manzaralarını izleyebileceğiniz bir teras restoran ve lüks konaklama birimleri sunmaktadır.

Şanlıurfa’nın geleneksel konaklarında otantik bir konaklama yapmak isterseniz Nahrin Hotel & Art sizin için ideal. Balıklı Göl’e ve Şanlıurfa’nın cazibe merkezlerine yürüme mesafesinde bulunan tesis gezi için mükemmel bir konumda yer alıyor.

7 peygamber daha önce burayı ziyaret ettiği veya yaşadığı için peygamberler diyarı olarak bilinen Urfa’da çok sayıda İslami eser mevcut. Bunların arasında peygamber makamları, cami, medrese ve daha pek çok yapı bulunmaktadır.

Urfa’nın en önemli simgelerinden biri olan Balıklı Göl, asıl adıyla Halil-ür Rahman Gölü, Halil-ür Rahman Külliyesi olarak bilinmektedir ve tarihi camilere ve medreselere ev sahipliği yapan şehrin en merkezi konumudur.

Balıklıgöl

150 metre uzunluğundaki gölün bir kıyısında Rızvaniye Medresesi ve Rızvaniye Camii bulunmaktadır. Cami ve medrese 1736 yılında Rakka valisi tarafından yaptırılmıştır.

Gölün diğer kıyısında aslen Meryem Ana kilisesi olarak inşa edilen ve 1800’lü yıllarda camiye dönüştürülen Halil-ür Rahman Camii ve Medresesi ve Hz. İbrahim Makamı bulunuyor.

Şanlıurfa’da nereye giderseniz gidin karşınıza muhteşem güzellikte tarihi camiler çıkacaktır. On İki Havariler Kilisesi olarak bilinen ve 1956 yılında camiye dönüştürülen Fırfırlı Camii, 457 yılında yapılan Aziz Johannes Prodromos Addai Kilisesi’nden dönüştürülen Selahaddin Eyyübi Camii, 1710 tarihli Yusuf Paşa Camii, tarihi Urfa hanlarının bulunduğu bölgede, Kelleçi Çayı civarında bulunan 1568 tarihli Dabakhane Camii, Akkoyunlular döneminde yapılan Hasan Padişah Camii ve Hazreti Ömer’in hilafet döneminde yapılan Eski Ömeriye Camii görmeniz gereken toplam 42 tarihi cami ve mescidden yalnızca birkaçıdır.

Fırfırlı Camii

Tarihi antik çağlara dayanan şehir hakkında daha fazla bilgi edinmek isterseniz Urfa’da çok sayıda müze ve ören yeri bulunuyor.

  • Urfa Kalesi, Milattan önce 9500 yılında kurulduğuna inanılan neolitik bir höyük üzerine inşa edilmiştir. Kalenin yapım tarihine dair kesin bir delil bulunmamasına rağmen tarihçiler 6 - 11. yüzyıl tarihleri arasında yapılmış olacağını düşünmektedir. Kale, Balıklı Göl’e yalnızca 5 dakika yürüme mesafesindedir.
Urfa Kalesi
  • Urfa Kalesi’ne 10 dakika yürüme mesafesinde bulunan Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi, bölgenin neolitik çağlardan kalma eserlerinin de sergilendiği yalnızca bölgesel değil uluslararası öneme sahip arkeoloji müzelerinden biridir. Urfa Adamı, diğer adıyla, Balıklıgöl Heykeli olarak da bilinen tarihin en eski insan heykeli burada sergilenmektedir. Ayrıca, bölgedeki kazı alanlarından çıkarılan çok sayıda eşyayı da müzede görebilirsiniz.
  • Haleplibahçe Mozaik Müzesi, Arkeoloji Müzesi ile aynı bahçede bulunmaktadır. Altyapı çalışmaları sırasında keşfedilen bölgede çok sayıda önemli mozaik ve antik yapıya rastlanmıştır. Orpheus Mozaiği, Ktitis Mozaiği, Amazonlar Villası ve Akilleus’un Hayatı Mozaiği müzenin görülmesi gereken eserleri arasında yer almaktadır.
  • Urfa Mutfak Müzesi, eski bir Urfa Konağı’nda şehrin muhteşem mutfak ve ev kültürünü görebileceğiniz harika bir müzedir. Müzede Urfa yemeklerine dair kurslar da verilmektedir.
  • Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sinde ‘Yetmiş Hanı’ olarak anılan Gümrük Hanı 1563 yılında bir kervansaray olarak yapılmıştır ve yüzyıllardır kullanılmaya devam edilmektedir. Urfa’nın en eski hanı olarak bilinen yapıda çay bahçeleri, tesbihçiler ve terziler hizmet vermektedir. Handa bulunan ciğercilerde yemek yemeyi ihmal etmeyin.
  • Şanlıurfa’ya 46 kilometre uzaklıkta bulunan Harran Ovası, dünyanın ilk üniversitesinin kalıntılarına, Harran Höyüğü’ne, Harran Kalesi’ne ve 744 yılında inşa edilen Harran Ulu Camii’ye ev sahipliği yapmaktadır.
Harran Ovası kalıntıları
  • Şanlıurfa ve Gaziantep’i birbirinden ayıran Fırat Nehri’nin Urfa kıyısında bulunan Halfeti, Birecik Barajı taştıktan sonra sular altında kalan eski bir köydür. Nehrin Antep kıyısında ise Rumkale bulunmaktadır. Bölgenin sembolü ise yalnızca burada yetişen kara güllerdir.
Halfeti

Lezzetin peşine düştüğümüz bu yolun en muhteşem duraklarından biri Şanlıurfa’dır. Asırlardır varlığını sürdüren yemeklerin tadına bakabileceğiniz çok sayıda alkolsüz restoran mevcut.

İpek Baharat yolunun önemli bir durağı olan Urfa’da eski bir kervansaraydan dönüştürülen Cevahir Han, Şanlıurfa’nın yöresel lezzetlerini tatmak için mükemmel bir tercih. Etli bir börek olan ağzı yumuk, ekşili dolma, kuzu eti ve pancardan yapılan Urfa pencer boranisi, isot çömleği, soğanlı kebap, sade yağ ve kaymakla yapılan Urfa şıllık tatlısı, cevizli bir tür baklava olan hırtlevik restoranda tadabileceğiniz özel yemeklerden yalnızca bazıları. Ayrıca, hafta sonları restoranda sıra gecesine katılmanızı kesinlikle öneririz.

Eski bir Urfa konağından dönüştürülen Müzepotamya Restaurant, geleneksel lezzetleri tadabileceğiniz bir diğer restorandır. Cuma ve cumartesi günleri konuklar için geleneksel sıra gecesi düzenlenmektedir. Sıra gecesinde Urfa’nın özel kahvesi mırra içmeyi sakın ihmal etmeyin.

Urfa’nın daha yöresel lezzet duraklarını denemek isterseniz, özel Birecik patlıcanı ile hazırlanan Urfa’nın en özel lezzetlerinden patlıcan kebabını yemek için Gülbaba Lokantası, zırhla çekilen geleneksel Urfa kebabı yemek için yerel halkın sıklıkla tercih ettiği küçük ve salaş bir restoran olan Durak Kebap Salonu ve baklava ve kebap çeşitlerini tatmak için Çulcuoğlu Baklava & Restaurant tercih edebileceğiniz restoranlar arasında yer alıyor.

Urfa kebabı

Şanlıurfa’ya veda etmeye hazırlanırken şehrin en önemli İslam mirası olan Viranşehir’e doğru yola çıkın. E90 üzerinden 50 kilometre doğuya ilerleyin, Viranşehir’e varacaksınız. Birçok peygamberin ziyaret ettiğine inanılan ilçede mola verip peygamber ailelerinin kabirlerini ziyaret edebilirsiniz.

Viranşehir-Diyarbakır yolu üzerinden 106 kilometre ilerleyin, Diyarbakır’a varacaksınız.

Diyarbakir

Doğunun Paris’i Diyarbakır, bir yanda tarihi yapıları, kültür evleri ve geleneksel yemekleri diğer yanda modern ve lüks yapıları ile muhteşem bir şehirdir. Tarihi camiler, hanlar ve Diyarbakır konaklarının yanı sıra Mahabad Bulvarı’nda bulunan ve Cadde 75 olarak anılan bölgede çok sayıda kafe ve restoran bulunuyor.

Eğer Diyarbakır’da konaklamak isterseniz, şehrin merkezinde tarihi hanlara ve çarşıya yürüme mesafesinde bulunan alkolsüz ve 4 yıldızlı SV Business Hotel’i tercih edebilirsiniz. Yorucu şehir gezinizin ardından bayanlara özel ve erkeklere özel spa merkezlerinde dinlenebilir ve seyahatinizin geri kalanına yenilenerek devam edebilirsiniz.

Diyarbakır’da bulunan diğer helal özellikli otelleri inceleyebilir ve ihtiyaçlarınıza en iyi cevap veren oteli tercih edebilirsiniz.

Güneydoğu Anadolu’nun dört bir yanında olduğu gibi Diyarbakır da çok sayıda İslam mirasına ve tarihi yapıya ev sahipliği yapıyor. Camilerden, hanlara çok sayıda muhteşem yapıya burada şahitlik edebilirsiniz.

  • Anadolu’nun en eski camisi Diyarbakır Ulu Camii, 639 yılında yani Hazreti Ömer döneminde bir Süryani kilisesinden camiye dönüştürülmüştür.
Diyarbakır Ulu Camii
  • Hasan Paşa Hanı 1573 yılında dönemin Osmanlı Valisi tarafından yaptırılmıştır. Günümüzde hanın avlusunda restoran ve çay bahçeleri hizmet vermektedir. Özellikle handaki kahvaltı restoranlarında muhteşem bir kahvaltıyla güne başlayabilirsiniz. 3 dakikalık yürüme mesafesinde bulunan 17. yüzyıldan kalma Sülüklü Han ise adını avlusundaki kuyudan çıkarılan ve şifalı olduğu inanılan sülüklerden almaktadır.
  • Şeyh Mutahhar Camii ve Dört Ayaklı Minare, Akkoyunlular döneminde inşa edilmiştir. Cami ününü muhteşem mimarisinin yanı sıra dört duvardan oluşan dört ayaklı minaresine de borçludur. Bu tarz bir minarenin Anadolu’da örneği yoktur. Minarenin dört ayaklı olması ise dört mezheple bağdaştırılmıştır.
  • Diyarbakır Kalesi, yapım tarihi tam olarak bilinmese de iç kale tarihçiler tarafından şehrin ilk yerleşim yeri olarak varsayılmaktadır. Ayrıca, 5,5 kilometre uzunluğundaki Diyarbakır Surları, Çin Seddi’nden sonra dünyanın en uzun surudur ve uzaydan görülebilmektedir.
Diyarbakır Kalesi
  • On Gözlü Köprü, diğer adıyla Dicle Köprüsü, Silvan yolunda Dicle Nehri üzerinde bulunmaktadır. 127 metre uzunluğundaki bu bin yıllık köprü şehrin önemli silüetlerinden birini oluşturmaktadır.
Dicle Köprüsü

Diyarbakır’da bulunan çok sayıda tarihi konak günümüzde müze ve kültür evi olarak misafirlere hizmet veriyor. Suriçi konağı olarak da bilinen Diyarbakır Kültür Evi, 120 yıllık bir Diyarbakır konağı olan Ahmet Arif Müze ve Sanat Evi, yemyeşil bir bahçenin içinde bulunan 500 yıllık İskenderpaşa Konağı, şehrin tarihine ve kültürüne tanıklık edeceğiniz 19. yüzyıl yapımı Cemil Paşa Konağı Kent Müzesi, 18. yüzyıldan kalma bir binada hizmet veren Cahit Sıtkı Tarancı Kültür Müzesi gibi eski konakların dönüştürüldüğünü müze ve konaklar da hem şehrin mimarisini keşfetmek hem de Diyarbakır’ı daha yakından tanımak için muhteşem olanaklar arasında yer almaktadır.

Diyarbakır unutamayacağınız lezzetleri ile gastronomi rotanızın unutulmaz duraklarından biri olacak. Esnaf lokantalarından lüks restoranlara kadar pek çok alkolsüz restoran seçeneği ile Diyarbakır’da Mezapotamya lezzetlerini denemeye hazır olun.

Sur ilçesinde Tarihi Vahap Hamamı’nın restore edilmesi ile hizmet veren Fırın-ci Restoran ayvalı kavurma, incik yemekleri ve kebap çeşitlerini tadabileceğiniz şehrin lüks ve alkolsüz restoranlarının başında geliyor. Şanlıurfa Bulvarı yakınlarında Bağlar semtinde bulunan Doğan Sofra Salonu, yöresel lezzetlerden meftune gibi özel lezzetleri tadabileceğiniz Diyarbakır’ın en köklü esnaf lokantalarından biri olan Meşhur Kebapçı Hacı Halid ve Türkiye’nin her yerinde bulunan ama aslen Diyarbakırlı olan Tavacı Recep Usta şehrin lezzetlerini deneyimleyebileceğiniz restoranlardan yalnızca birkaçı.

Meftune

Eğer seyahatinize Eylül ayında çıkarsanız Diyarbakır Kültür Ve Karpuz Festivali’ne kesinlikle uğramalısınız!

Diyarbakır yolculuğunuza son verirken Mardin’e doğru yola çıkmaya hazırlanın. D370 Diyarbakır-Batman karayolundan D955 Batman-Mardin yoluna doğru devam edin. 130 kilometrelik yolculuğun sonunda Hasankeyf’e varacaksınız. Mardin’e gitmeden önce kesinlikle görmeniz gereken harika bir mola noktası.

Hasankeyf

Hasankeyf

Hasankeyf Bizans, Sasani, Artuklular, Emeviler, Abbasiler, Hamdani, Mervani, Eyyubi ve Osmanlı devletlerine ev sahipliği yapmış 12 bin yıllık bir yerleşim yeri. Hala yerel halk tarafından mağaralar yerleşim yeri olarak kullanılmaya devam ediyor.

Hasankeyf’te binlerce yıllık tarihin izini o dönemlerden kalma yapılarla sürebilirsiniz. Eyyubiler döneminden Ulu Camii, Büyük Saray ve Küçük Saray, El-Rızk Camii, Sultan Süleyman Camii ve Koç Camii, Asurlular döneminden Taş Köprü bu eserlerden bazıları.

Hasankeyf’te verdiğiniz molanın ardından Batman-Mardin yolunda güneye doğru 43 kilometre devam edin, Mardin’in Midyat ilçesine varacaksınız.

Mardin

Midyat

Tarih boyunca Sümer, Akad, Mittani, Hitit, Asur, İskit, Babil, Pers, Roma, Bizans, Arap, Selçuklu, Artuklu ve Osmanlı devletlerinin hüküm sürdüğü Midyat, pek çok medeniyetin buluşma noktasıdır. Eski konaklarında çok sayıda film ve dizinin çekildiği ilçe, yerli ve yabancı turistlerin sıklıkla ziyaret ettiği yerlerden biridir.

Tüm dünyadan çok sayıda kişinin izlediği Sıla ve Hercai dizilerinin çekildiği konak ise bu yerlerin en başında geliyor. Midyat Konuk Evi, Midyat mimarisi ve taş işçiliğinin güzel bir örneği olarak misafirlerin ilgisini çekerken, Hercai ve Sıla dizilerinin hayranları tarafından da oldukça yoğun bir ilgi görüyor.

Çiçek motifleri ile süslü, özel Midyat taşı ile 1915 yılında yapılan Cevat Paşa Camii ilçenin en güzel tarihi yapıları arasında yer alıyor. Nüfusun büyük bir çoğunluğunu Süryaniler oluşturduğu için, 397 yılında yapılan dünyanın en eski Ortodoks Süryani manastırı Deyrulumur yani Mor Gabriel Manastırı bölgenin tarihi ve mimarisi açısından kesinlikle görmeniz gereken bir yapı.

Deyrulumur

Kayalık coğrafyası sebebiyle Midyat’ın, hatta tüm Mardin’in, en eski yerleşim yerleri mağaralar olmuştur. Midyat mağaralarını ziyaret ederek bölgenin koşullarını ve eski yerleşim olanaklarını kendiniz deneyimleyebilirsiniz. Bu mağaralar arasında Linveyri Şifa Mağarası, İplik diğer adıyla Gızzelin Mağarası, Gümüşyuva Mağarası ve Avrıhan Mağarası en popüler olanlardır.

Midyat mağaraları

Midyat’ın büyüleyici atmosferine veda ederken geceyi geçirmek ve lezzet yolculuğunuzu sonlandırmak üzere Mardin şehir merkezine doğru yola çıkmaya hazırlanın. D380 karayolunu 63 kilometre takip edin, yaklaşık bir saat içinde Mardin’e varacaksınız.

Mardin Şehir Merkezi

Seyahat rotanızın son durağı olan Mardin şehir merkezinde konaklamak için alkolsüz 5 yıldızlı bir otel olan Ramada Plaza by Wyndham Mardin’i tercih edebilirsiniz. Bayanlara özel saatlerde hizmet veren kapalı yüzme havuzu ve spa merkezi ile ailecek yolculuğun yorgunluğunu atabilirsiniz.

Daha geleneksel bir konaklama ile yolculuğunuza son vermek istiyorsanız alkolsüz Kaya Ninova Hotel’de konaklayarak Eski Mardin adı verilen bölgenin otantik atmosferini deneyimleyebilirsiniz. Mardin’in helal özellikli otellerini inceleyerek ister lüks, ister butik bir otelde konaklayabilirsiniz.

Mardin eski kenti

Güne Mardin Müzesi yakınlarında bulunan Mardin Galatist Kafe’de şehrin panoramik manzarası karşısında muhteşem bir kahvaltı ile başlayın. Kahvaltının ardından yörenin Bronz Çağı’na dayanan tarihinin izini sürmek için Mardin Müzesi’ni ziyaret edin. Müzenin ile aynı alanda bulunan Eski Süryani Patrikhanesi’ni de görmeden geçmeyin.

1385’te Artuklu Hükümdarı tarafından yaptırılan Zinciriye Medresesi, 1457 yılında yapılan Kasımiye Medresesi, 1214 yılında ayvanlı medrese şemasında yapılan Şehidiye Camii ve Medresesi ve mimarisi ve ince işlemeleri ile büyüleyici Latifiye, diğer adıyla Abdüllatif Camii gezi notlarınızın arasında bulunması gereken İslam mirasının önemli eserleridir.

Zinciriye Medresesi

Gastronomi seyahatinize veda ederken kemikli kuzu etinden yapılan kıdre, Mardin usulü içli köfte ırok ve ikbebet, kapalı lahmacun sembusek ve Mardin'e özgü iç pilav haşu yemek için Mardin manzaralı Seyr-i Merdin Restaurant’ı tercih edin. Yemeklerin ardından Mardin’in özel kahvesi dibek kahvesini tatmayı ihmal etmeyin.

D950 karayolunu 20 kilometre takip ederek Mardin Havalimanı’na ulaşabilir ve kiraladığınız aracınızı ister havalimanında ister şehir merkezindeki araç kiralama firmasının şubesine teslim edebilirsiniz.