HalalBooking ile Türkiye’de Yol Seyahatleri: Alanya - İstanbul Rotası

HalalBooking ile yol seyahatlerinin üçüncü rotası dünyaca ünlü helal özellikli tatil köylerine ev sahipliği yapan Akdeniz’in incisi Alanya'da başlıyor ve İç Anadolu’nun en güzel turistik destinasyonlarını geçtikten sonra Marmara’da son buluyor. Doğal güzelliklerin, kültürel mirasın ve tarihi yapıların en güzel haliyle karşılaşacağınız bu yol seyahati unutulmazlar listenizde üst sıralarda yerini alacak.

Yola Çıkmaya Hazırlanın!

Antalya Havalimanından, Gazipaşa-Alanya Havalimanından veya Alanya ilçe merkezinden araç kiralayarak yolculuğunuza başlayabilirsiniz.

Antalya Havalimanından yola çıkmayı planlıyorsanız, D400 karayolunu güneye doğru takip ederek yaklaşık 1 saat 45 dakikalık bir yolculukla Alanya ilçe merkezine ulaşabilirsiniz. Gazipaşa Havalimanından araç kiralayacaksanız, D400 karayolundan 40 kilometre kuzeye doğru ilerleyerek Alanya’ya ulaşabilirsiniz.

Alanya

Helal özellikli tatilde dünyaca ünlü tatil köylerine ev sahipliği yapan Alanya, Selçuklu dönemi eserleri ve muhteşem doğası ile de misafirlerine çok sayıda aktivite olanağı sunuyor.

Yolculuğunuzun ilk durağı Akdeniz’in tatil cenneti Alanya. Denizden uzaklaşmadan önce Alanya’da tatilinizi birkaç gün uzatmanızı öneririz. Bayanlara özel plaj, güneşlenme alanı, açık ve kapalı havuzlar ve spa merkezi gibi çok sayıda tesis sunan tatil köyleri ile uzun yol seyahatinizin başında ihtiyacınız olan tüm enerjiyi toplayacaksınız.

Kleopatra plajı (Alanya)

Bayanlara özel ve erkeklere özel zengin tesis seçenekleri ile Alanya’nın alkolsüz tatil köylerini veya Alanya’da bulunan villa ve otelleri inceleyerek size ve ailenize en uygun konaklama seçeneğini tercih edebilirsiniz. Alanya’da denizin tadını doyasıya çıkarmak ve gizlilik endişeleri taşımak istemiyorsanız kendine ait bayanlara özel plajı bulunan Adin Beach Otel’i veya Wome Deluxe’ü tercih edebilirsiniz. Özellikli çocuklara özel zengin tesis seçenekleri ile Bera Alanya Otel, ailelerin en çok tercih ettiği Alanya tatil köyleri arasında yer alıyor.

Anadolu Selçuklu hükümdarı I. Alâeddin Keykubad 13. Yüzyılda Alanya’yı fethetmiş ve bölgeye Alaeddin’in Şehri anlamına gelen Alaiyye adını vermiştir. Bu sebeple de ilçenin dört bir yanında Selçuklu dönemi eserlerini görebilirsiniz.

  • Tarihi Helenistik döneme dayanan Alanya Kalesi Selçuklulardan Osmanlı’ya kadar pek çok medeniyete ev sahipliği yapmıştır.
Alanya Kalesi ve Kızıl Kule
  • Kaleye çıkan yol üzerinde bulunan Selçuklu eseri Gemili Mescit, iç duvarlarında bulunan 100’ün üzerinde gemi grafitisi ile bölgenin denizcilik tarihine ışık tutmaktadır. Günümüzde bir ibadethane olarak kullanılmasa da mescit ziyarete açıktır ve girişler ücretsizdir.
  • İçkale'de bulunan Süleymaniye Camii Selçuklular döneminde yaptırılmış ancak yangın sebebiyle Kanuni Sultan Süleyman tarafından eski malzemeleri kullanılarak restore edilmiştir. Kale gezinizde Süleymaniye Camii’yi ziyaret edebilir ve ibadet edebilirsiniz.
  • Alanya’daki Selçuklu izlerinin en önemli bir diğer simgesi de limanda bulunan Kızılkule’dir. 1226 yılında Alaeddin Keykubat tarafından yaptırılan sekizgen kule ismini dışına sürülen yumurta sarılarının kızıl renge bürünmesinden almaktadır.
  • Selçukluların Akdeniz sularındaki ilk tersanesi olma niteliğini taşıyan Tarihi Alanya Tersanesi ve Tophane görülmesi gereken bir diğer tarihi yapı. Kızılkule’nin surlarından yürüyerek ulaşabileceğiniz tersaneye girişler ücretsizdir.

Torosların eteklerinde bulunan kent mağaralar, nehirler ve yaylalar açısından oldukça zengin bir seçki sunmaktadır. Doğa tutkunlarının yanı sıra astım, bronşit gibi kronik üst solunum yolu rahatsızlıkları bulunan seyahat severler Alanya’yı tatil listelerinde her zaman bir numarada tutuyor.

  • Alanya merkeze yalnızca 3 kilometre mesafede, deniz kıyısında bulunan Damlataş Mağarası, karbondioksit, nem ve ısı oranları ile astım hastalarının sıklıkla ziyaret ettiği noktalardan biri. Mağaradaki sarkıt ve dikitlerin tarihi milattan önce 20.000 yılına dayanıyor.
Damlataş Mağarası
  • Dim Çayı ve Dim Mağarası, Alanya ilçe merkezine yaklaşık 10 kilometre uzaklıkta, Dim Çayı Vadisinde yer almaktadır. Yemyeşil ağaçlar arasında piknik yapabilir, Dim Çayının serin suları ile serinleyebilir ve Türkiye’nin en büyük ikinci mağarası olan Dim Mağarasını gezebilirsiniz.
  • Kadıini Mağarası, büyüklüğü tam olarak bilinmese de Damlataş Mağarasının üç katı büyüklüğünde olduğu tahmin edilmektedir. Paleolitik ve Eski Tunç çağı dönemlerine ait insan iskeletleri bulunması ile mağaranın 20 bin yıl önce barınak olarak kullanıldığına dair kanıtlar elde edilmiştir.
  • Akdeniz’in turkuaz sularına yüzünü dönen Alanya, sırtını Toros dağlarına dayıyor ve misafirlerine yeşilin tonları ve mavinin tonlarını bir arada sunuyor. Yörük geleneğinin bir parçası olan Toroslardaki muhteşem yaylalar, doğal güzellikleri ile doğa sever misafirlerin ilgisini çekiyor. Jeeplerle safari turu düzenleyebileceğiniz Türbelinas Yaylası’nda yerel halkın işlettiği lokantalarda köy tavuğu yiyebilir veya Kargı Çayı’nın aktığı Dereköy Yaylası’nda serinleyebilirsiniz.

Alanya alkolsüz restoranlar açısından Ege ve Akdeniz kıyı şeridinde bulunan çoğu tatil beldesinin aksine çok daha fazla sayıda alkolsüz restoran sunmaktadır. Alanya çarşıda bulunan Ravza Restaurant alkolsüz ve helal yiyeceklerden oluşan zengin menüsü ile helal bilinçli seyahat severlerin tercihleri arasında yer alıyor. Alanya Kalesi yakınlarında yer alan Tuğra Cafe Restaurant muhteşem bir deniz manzarası ve alkolsüz ortam sunuyor.

Alanya’ya veda edip Manavgat’a doğru yola çıkmaya hazırlanın.

Manavgat

D400 karayolu üzerinden 60 kilometre batıya doğru devam edin. Doğal güzelliği ile büyüleneceğiniz muhteşem Manavgat Şelalesi’nde mola verin. Şelalenin yanı başında piknik yapabileceğiniz çok sayıda alan bulunuyor. Veya şelale yakınlarında bulunan restoran ve kafelerde yemek yiyip, serinletici içeceğinizin tadını çıkarabilirsiniz. Ayrıca, rafting ve safari gibi aktivitelere katılarak maceracı ruhunuzu besleyebilirsiniz.

Manavgat Şelalesi

Eğer konaklama tercihinizi Manavgat’tan yana kullanmak isterseniz, Selge Beach Resort bayanlara özel korunaklı plaj güneşlenme alanı, kapalı ve açık yüzme havuzları, spa merkezi ve daha pek çok aile ve çocuk tesisleri ile helal bilinçli seyahat severlerin en çok tercih ettiği tesisler arasında yer alıyor.

D695/ Konya-Manavgat Yolunu takip edin, yaklaşık 100 kilometre sonra Türkiye’nin en uzun, dünyanın ise ikinci en uzun mağarası olan Tınaztepe Mağaraları’na ulaşacaksınız. Toplamda 22 kilometre uzunluğunda olan mağaranın yalnızca 1.5 kilometrelik bir kısmı ziyarete açık. İçerisinde çok sayıda yer altı göleti bulunan mağaranın toplamda 230 milyon yılda oluştuğu düşünülüyor.

Tınaztepe’de verdiğiniz molanın ardından D695 karayolunu 60 kilometre takip ederek Beyşehir’e ulaşacaksınız.

Beyşehir (Konya)

Beyşehir, Konya’nın turistik açıdan en çok ilgi gören ilçelerinden biri. Elbette bunda ülkenin en büyük üçüncü gölüne ev sahipliği yapması da yadsınamaz bir gerçek. Beyşehir gölü etrafında kurulan tezgahlardan atıştırmalık alabilir veya göl etrafında bulunan piknik alanlarında dinlenebilirsiniz. Gölden taze tutulan senatör veya sazan balığını tatmanızı da kesinlikle tavsiye ediyoruz.

2021 yılında açılan Karaburun Plajı ise deniz plajlarını aratmayacak güzellikte. Akdeniz’in tuzlu sularında yüzdükten sonra Beyşehir’in tatlı suyuna da bir şans vererek bu tatilinizde her türlü suda yüzmenin keyfini çıkarabilirsiniz. Beyşehir gezinizde kesinlikle görmeniz gereken diğer yerler arasında ahşap minaresi ile ünlü Eşrefoğlu Camii, Anadolu’nun en eski medeniyetlerinden biri olan Hititler’den kalma Eflatun Pınarı Hitit Su Anıtı ve Fasıllar Anıtı da bulunmaktadır.

Beyşehir Gölü

Sürprizlerle dolu Beyşehir’e vade ettikten sonra D330 karayolunu takip edin. 90 kilometre sonra ‘Gez dünyayı gör Konya’yı’ davetine icabet etmek üzere Konya’ya varacaksınız.

Konya

Coğrafi güzellikleri, sakin şehir yaşamı ve tarihi keşif noktaları ile Konya yol seyahatinizin en unutulmaz destinasyonlarından biri olacak.

2016 yılında İslam Dünyası Turizm Başkenti seçilen Konya, helal özellikli bir tatil için en ideal destinasyonlardan biri. Konya’yı doyasıya gezmek ve lezzetli yöresel mutfağının tadını çıkarmak için birkaç gün kalmanızı ve Konya’da bulunan helal özellikli otellerden birini tercih etmenizi tavsiye ediyoruz.

5 yıldızlı Bayır Diamond Hotel, kadınlara ve erkeklere ayrı alanlarda hizmet veren iki adet kapalı yüzme havuzu ve yine bay-bayan ayrı spa merkezleri sunan alkolsüz lüks bir şehir otelidir. Şehrin tam merkezinde bulunan otel alışveriş merkezlerine ve pek çok cazibe merkezine oldukça yakın bir konumda yer almaktadır.

Şehrin tarihi, doğal ve kültürel gezi noktaları ile Konya durağında oldukça keyifli vakit geçireceğinize eminiz:

  • Konya tarih boyunca çok sayıda medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Öyle ki keşfedilen ilk yerleşim yerleri arasında yer alan ve 9 bin yıllık bir tarihe sahip olan Çatalhöyük burada bulunmaktadır. Kazıları günümüzde hala devam eden bu Neolitik kent, Konya şehir merkezine yalnızca 50 kilometre uzaklıktadır. Kazılarda çıkarılan tarihi eserler ve bölgede bulunan Hititlere ve antik döneme ait eserler şehir merkezinde bulunan Konya Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmektedir.
  • Ünlü Sufi düşünür Mevlana Celaleddin Rumi’nin mezarının da bulunduğu ve yaşadığı dönemde Mevlevi dergahlarının asitanesi yani baş dergâhı olarak görülen Mevlana Müzesi içerisinde bulunan el yazma eserleri, dergâh yaşantısına dair model gösterimleri ve Mevlana ve ailesinden kalma eserlerin sergilendiği salon ile her yıl 3 milyondan fazla turistin ziyaret ettiği, ülkenin en önemli turistik cazibe merkezlerinin arasında yer alıyor.
Mevlana Müzesi ve Selimiye Camii (Konya)
  • Mevlana Müzesinin hemen yanı başında bulunan Selimiye Camii, Sultan 2. Selim tarafından 1558 yılında yaptırılmıştır. Günümüzde hala ibadete açık olan caminin kendine ait bir de el yazma eserler kütüphanesi bulunmaktadır.
  • Mevlana Müzesine gelmişken müzenin etrafında kurulan Tarihi Bedesten Çarşısı’nda alışveriş yapmayı kesinlikle ihmal etmeyin. El dokuması halı ve kilimler, keçeden yapılma kıyafetler ve süs eşyalarının satıldığı keçe atölyeleri, Mevlana şekeri olarak da bilinen peynir şekeri ve Konya Sarması olarak bilinen özel tatlının satıldığı dükkanlar ve daha pek çok alışveriş seçeneği ile Bedesten geziniz oldukça hareketli geçecek.
  • Bedestende alışveriş yaparken karşınıza, şehrin mimarisi ile en çok göz dolduran yapısı Aziziye Camii çıkacak. 17. yüzyılda Barok mimarisi tarzında inşa edilen cami günümüzde hala ibadete açıktır. Aziziye Camii’de namaz kılmayı ve fotoğraflarını çekmeyi kesinlikle ihmal etmeyin.
Aziziye Camii
  • Şehrin tam ortasında yer alan ve şehir simge noktası olarak görülen Alaaddin Tepesi, yığma yani doğal olmayan bir tepedir. Konya, Anadolu Selçuklu Devleti’nin başkentliğini yaptığı için dönemin en ünlü yapıları da burada yer almaktadır. Tepede Sultan Alaeddin Keykubad’ın, şimdilerde yıkılmış durumda olan, sarayından kalıntılar ve 12. Yüzyılda yapılan şehrin en eski camisi Alaeddin Camii bulunmaktadır. Günümüzde çok sayıda çay bahçesinin hizmet verdiği Alaaddin Tepesi Parkı, Konya ziyaretinizde kesinlikle uğramanız gereken yerler arasında bulunuyor.
  • Konya şehir merkezine 7 kilometre uzaklıkta yer alan Sille, iki vadinin arasında kurulmuş eski bir Rum köyü. Roma döneminde Hristiyan hac rotasının tam üzerinde yer alması sebebiyle önemli bir durak olan köyde, mağaraların içine yapılan dünyanın en büyük ve en eski manastırlarından Ak Manastır yani Hagios Khariton Manastırı bulunmaktadır. Ayrıca, 327 yılında inşa edildiği düşünülen Ayia Elena Kilisesi ziyarete açıktır ve girişler ücretsizdir. Tarihi yapısını koruyan Sille günümüzde kafe ve restoranları ve Sille Barajı mesire yeri ile yerli halkın ve turistlerin sıklıkla ziyaret ettikleri bir yer haline gelmiştir.
Konya yaklarındaki Sille köyü 

Konya, özellikle çocuklu aileler için muhteşem yeni keşif olanakları da sunuyor:

  • Avrupa’nın en büyük kelebek uçuş alanı olarak da bilinen Tropikal Kelebekler Bahçesi’nde, rengarenk desenleri ile 15 tür kelebeğin, 98 türe ait 20 bin bitkinin etrafında uçuşunu izleyebilir, kelebeklerin yaşam döngülerine şahit olabilir, bahçede bulunan böcekleri inceleyebilir ve rengarenk çiçekler arasında doğanın mucizelerine tanık olabilirsiniz.
  • Bahçenin parkında bulunan Macera Kulesi çocuklarınızın dev parkurlarda doyasıya eğlenebileceği muhteşem bir olanak sunuyor. Siz mesire alanında piknik yaparken çocuklarınızda macera parkurlarında ve zeplin-teleferik hattında enerjilerini atabilirler.
  • Her yaştan misafirin bilim ve uzay hakkında bilgi edinebileceği Bilim Merkezi, Konya Havalimanı’nın karşısında bulunuyor. Çocuklar için robotik, matematik, fizik, tasarım ve icat atölyeleri ve laboratuvarları; anatomi, evren ve dünyamıza ait sergi galerileri; güneşi, yıldızları, gezegenleri ve daha pek çok gök cismini gözlemleyebileceğiniz 100 kişi kapasiteli planetaryum ile Bilim Merkezi’nde çocuklarınızla birlikte siz de çok şey öğrenecek ve unutulmaz bir deneyim yaşayacaksınız.

Konya, tarihi ve kültürel geçmişinin yanı sıra köklü mutfağı ile de misafirlerini etkilemeyi başarıyor. Helal bilinçli seyahat severler için ise Konya’da yemek yemek oldukça avantajlı çünkü şehirde bulunan restoranların hemen hemen hepsi alkolsüz. İncecik hamur üzerinde et ve sebze karışımının bulunduğu Konya yöresinin en ünlü yemeği Etliekmek yemek için Ferah Etliekmek’i veya bedestende bulunan Bolu Lokantası’nı tercih edebilirsiniz.

Etliekmek

Kuzu etinden yapılan, yoğurt ve özel baharatlı, tereyağlı sos ile servis edilen Konya usulü tirit için Mevlana Müzesi’ne 5 dakikalık yürüme mesafesinde bulunan Tiritçi Mithat’ı, pişmesi 7-8 saat süren ve Konya’nın en bilinen yemekleri arasında yer alan Fırın Kebabı yemek için Ali Baba Fırın Kebabı veya Kebapçı Dedeler’i tercih edebilirsiniz. Ayrıca, şehrin panoramik manzarasını seyrederek yemek yemek istiyorsanız, Akyokuş’ta bulunan Konya Mutfağı’nı tercih ederek Konya yöresine ait Bamya Çorbası, Patlıcan Köz Kebap, Yaprak Sarması, Saç Arası ve Höşmerim yiyebilirsiniz.

Sac Arası

Konya gezinizi noktaladıktan sonra Kapadokya’ya doğru yola çıkmaya hazırlanın. Ankara Yolu üzerinden Aksaray istikameti üzerinde D300 karayoluna çıkış yapın. 107 kilometre sonra Sultanhanı’nda mola verin.

Sultanhan

Aksaray’a ait Sultanhanı kasabası, 1229 yılında Selçuklu Sultanı I. Alaeddin Keykubad tarafından yaptırılan Sultanhan’a ev sahipliği yapmaktadır. Sultanhan Kervansarayı, Selçuklu döneminin en önemli süsleme sanatı örneklerinden biridir. Tarih boyunca Memlüklerden İlhanlılara çok sayıda devletin seferleri sırasında dinlendikleri bir durak olmuştur.

Sultanhan Kervansarayı

Sultanhan Kervansarayında mola vererek bu tarihi güzelliği görebilir ve etrafta bulunan kafe ve restoranlarda dinlenebilirsiniz.

D300 karayolu üzerinde 45 kilometre ilerleyin, Aksaray şehir merkezine varacaksınız. Buradan Ihlara Vadisi levhalarını takip edin ve Aksaray-Güzelyurt yolu üzerinde 35 kilometre devam edin. Güzelliği ile asırlardır büyüleyen Ihlara Vadisi’ne varacaksınız.

Ihlara Vadisi

Ihlara Vadisi, dünyanın en büyük kanyonları arasında yer alan, tektonik hareketler sonucu sarp kayalıkların oluştuğu ve ortasından Melendiz Çayı akan muhteşem bir doğal güzelliktir. Coğrafi güzelliklerle dolu Kapadokya’ya doğru yol alırken Ihlara Vadisi’ni görmeden ilerlemeyin. 14 kilometre uzunluğundaki vadinin dağlarında bulunan mağaralarda 100’ün üzerinde kilise ve yerleşim yeri bulunuyor. Mağaralara ilk yerleşim 4. yüzyıla kadar uzanıyor, duvarlarda hala çizimlerin ve fresklerin yaşanılan dönem hakkında önemli bilgiler veriyor.

Ihlara Vadisi

Yemyeşil ağaçların arasında yürüyerek keşfedeceğiniz vadi, Melendiz Çayının serin suları ile huzur dolu bir atmosfer sunuyor. Su üzerine kurulmuş sofralarda yemek yiyip, çayınızı içebilir ve bu muhteşem doğal güzelliğin tadını çıkarabilirsiniz.

Kapadokya’ya doğru yola çıkmaya hazırlanın. Ihlara Vadisinden Aksaray-Nevşehir Yolu istikametine doğru ilerleyin. D300 karayolunu takip ederek Kapadokya’ya ulaşacaksınız. Ihlara Vadisi-Kapadokya yol seyahatiniz yaklaşık 1 saat 15 dakika sürecektir.

Kapadokya

1985 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesine giren Kapadokya, peri bacaları ile tüm dünyada sayılı örneği olan eşsiz bir destinasyondur. Her yıl yaklaşık 4 milyon yerli ve yabancı turist bölgeyi ziyaret etmektedir.

Kapadokya’yı doyasıya gezmek ve eşsiz atmosferini deneyimlemek için burada konaklamanızı tavsiye ediyoruz. Mağara otelleri ile konaklama deneyiminizi yepyeni bir seviyeye taşıyabilir ve otelinizin terasından panoramik gün doğumu manzaralarını ve sıcak hava balonlarının uçuşunu izleyebilirsiniz.

Ürgüp’te merkezi konumu ile Roca Cappadocia, Göreme’de farklı büyüklükteki mağara oda seçenekleri Cappadocia Cave Lodge, bayanlara özel spa merkezi ve özel kullanım için kiralanabilen kapalı yüzme havuzu ile Ajwa Cappadocia tercih edebileceğiniz tesislerden yalnızca birkaçı.

Türkiye’de turizmin önemli bir kısmına ev sahipliği yapan bölge genel adıyla Kapadokya olarak biliniyor. Bölgeye ait başlıca ilçeler ise Kapadokya’nın başkenti olarak görülen Göreme, çok sayıda mağara otele ev sahipliği yapan Uçhisar, film ve dizi çekimleri ile ünlü turist cazibe merkezi Ürgüp ve çömlek atölyeleri ile ziyaretçilerine özel bir deneyim sunan Avanos'tur.

Peri Bacaları güzelliği ve etkileyici atmosferi ile misafirlerine dünyadan çok uzakta masalsı bir diyarda gibi hissettiriyor.

Kapadokya'daki Peri Bacaları

Fakat Kapadokya’nın sunduğu güzellikler bununla da sınırlı değil, yerin üstü kadar altı da görülmeye değer. Bölge, tarih boyunca çok sayıda seferin ve akının geçiş noktası olduğu için köylüler yağmadan ve saldırılardan korunmak amacıyla devasa yer altı şehirleri inşa etmiştir. Bu şehirler günümüzde ziyarete açıktır. Toplamda 36 tane yeraltı şehri keşfedilmiş olsa da Kapadokya’da en az 150 yer altı şehri olduğu tahmin ediliyor. Gezinize dahil edebileceğiniz yerler şöyledir:

  • Kaymaklı Yeraltı Şehir - Hititler döneminde oyulan şehir toplam 8 kattan oluşmaktadır.
  • Derinkuyu Yeraltı Şehri - 13 kat derinliği ve 52 su kuyusu ile Kapadokya’nın en büyük yer altı şehridir.
  • Özkonak Yeraltı Şehri - Milattan önce 400 yılında oyulduğuna inanılmaktadır.
Derinkuyu Yeraltı Şehri

Kapadokya’ya gelmişken kesinlikle yapmanız gereken şeylerin en başında hiç şüphesiz sıcak hava balonuna binmek yer almalı. Gün doğumunda havalanan balonlarla hayatınız boyunca asla unutamayacağınız bir deneyim yaşayacaksınız. Güzel Atlar Ülkesi olarak bilinen bölgede özel at çiftliklerinin düzenlediği at gezilerine katılmayı da ihmal etmeyin. Çömlek işçiliği ile ünlü Avanos’ta bulunan çömlek atölyelerine ziyaret ederek kendi çömleğinizi yapmayı da deneyebilirsiniz.

Kapadokya'ya gelen herkes sıcak hava balonuna binmeli!

Kapadokya’ya veda ettikten sonra, D300 karayolu üzerinde doğuya doğru ilerleyin ve E90 karayoluna dönüş yapın. 150 kilometrelik yolculuğunuzun sonunda Türkiye’nin en büyük ikinci gölü Tuz Gölü’nde mola verin.

Tuz Gölü, flamingolar, telli turnalar, yaban kazları ve daha pek çok kuş türünün uğrak noktasıdır. Eğer şanslı gününüzdeyseniz bazılarına rastlayabilirsiniz. Ayakkabılarınızı çıkarıp göl üzerinde yürüyün ve yol yorgunluğunu Tuz Gölü’nün dinginliğine ve bırakın.

Ankara’ya doğru yola çıkmak için hazırlanın. D750 karayolunu takip edin, 170 kilometre sonra başkent Ankara’ya ulaşacaksınız.

Ankara

Siyasetin kalbinin attığı başkent Ankara, doğal güzellikleri ve tarihi yapısı ile ziyaretçilerine harika bir tatil sunuyor.

Ankara merkezi konumu ve elverişli coğrafyasıyla yüzyıllar boyunca pek çok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Bu yüzden Ankara gezinizde her çağdan tarihi yapıya rastlayabilirsiniz.

  • Milattan önce ikinci yüzyılda yapıldığı düşünülen Ankara Kalesi, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde aktif olarak kullanılmıştır. Kale günümüzde büyük bir mahalleyi de içine almaktadır ve bahçesinde kafe ve restoranlar hizmet vermektedir. Kaleye çıkan yokuşta bulunan antikacıları ve çarşıları gezerek alışveriş yapmayı ihmal etmeyin.
Ankara Kalesi
  • Kaleye yürüyüş mesafesinde bulunan Anadolu Medeniyetleri Müzesi yalnızca Ankara’nın değil Anadolu’nun her yerinde bulunan tarihi eserlere ev sahipliği yapmaktadır. Hititlerden Sümerlere, Friglerden Urartulara kadar pek çok medeniyetin izlerini süreceğiniz muhteşem bir müze.
  • Kızılay Meydanı, alışveriş yapabileceğiniz, kalabalık sokaklarda yürüyebileceğiniz ve sokak sanatçılarını dinleyebileceğiniz Ankara’nın en merkezi noktasıdır.
  • Tunalı Hilmi caddesinin renkli ve hareketli mağazaları, restoranları ve kafeleri arasında soluklanabileceğiniz bir yer arıyorsanız kesinlikle Kuğulu Park’a uğramalısınız. Şehrin ortasında huzurlu ve sakin atmosferin tadını çıkarın.
  • Ulus Meydanı’nda bulunan Kurtuluş Savaşı Müzesi esasında 1. TBMM binasıdır. Müzede Kurtuluş Savaşı’nda görev yapan ünlü komutanların şahsi eşyaları, istiklal madalyaları, savaşta kullanılan aletler ve eski meclis salonu sergilenmektedir.
  • Kocatepe Camii, cumhuriyet döneminde inşa edilen en büyük camilerden biridir. 1944 yılında yapılan cami mimari olarak Sultan Ahmet Camii tarzında inşa edilmiştir. Şehrin silüetinin önemli bir parçası olan bu muhteşem eseri Ankara gezinize dahil etmeyi unutmayın.
Kocatepe Camii
  • Ankara deyince gözünüzün önüne gelen ilk yapılardan biri de Atakule’dir. İçerisinde çarşı ve restoranlar bulunan kule 125 metre uzunluğundadır ve dönen platformu 1 saatte kendi etrafında dönüşünü tamamlamaktadır. Ankara’yı yukarıdan izleme deneyimini kaçırmayın.
Atakule (Ankara)

Binalardan sıkıldıysanız ve Ankara’nın doğasını keşfetmek istiyorsanız gidebileceğiniz çok sayıda yer bulunuyor. Günübirlik seyahatinize sıkıştırabileceğiniz bazı merkezi destinasyonlar şöyle:

  • Orta Doğu Teknik Üniversitesi kampüsünün bulunduğu ormanın iç kısımlarında yer alan Eymir Gölü, sizi şehrin merkezinden uzaklaştırmadan doğayla buluşturacak. İsterseniz arabanızı park ettiğiniz yerde bulunan firmalardan bisiklet veya ATV kiralayabilir ve göl etrafında tur atabilirsiniz. Veya göl manzaralı çay bahçesi, kafe veya restoranları tercih ederek mavi ve yeşilin uyumunu izleyebilirsiniz.
  • Gölbaşı ilçesinde bulunan Mogan Gölü, Ankara’da doğaya dönebileceğiniz bir başka güzelliktir. Gölün yakınlarında bulunan mesire alanında piknik yapabilir veya göl kenarında çayınızı yudumlayabilirsiniz.
  • Gençlik Parkı özellikle çocuklu aileler için Ankara gezisini unutulmaz kılacak muhteşem bir lunapark sunmaktadır. Hem çocukların hem yetişkinlerin doyasıya eğleneceği parkta oturma alanları, çay bahçeleri, tiyatro ve opera da bulunmaktadır.

Ankara şehir merkezindeki gezinizi burada sonlandırırken geceyi geçirmek ve birkaç günlüğüne dinlenmek için Kızılcahamam’a doğru yola çıkmaya hazırlanın. Ankara’ya 90 kilometre uzaklıkta bulunan Kızılcahamam’a D750 karayolu üzerinden yaklaşık bir saat içerisinde ulaşabilirsiniz.

Kizilcahamam

Kızılcahamam, Ankara’nın termal turizminin başlıca kaynaklarından biridir. Kaynak sularının verimliliği sayesinde çam ağaçları ile kaplı yemyeşil ormanlara sahiptir. Huzurlu ve sakin atmosferi ile konuklarına gevşeyip dinlenebilecekleri harika bir ortam sunmaktadır.

Seyahatinizin Kızılcahamam durağında konaklamak için tercih edebileceğiniz tesisler arasında 5 yıldızlı alkolsüz Çam Termal Otel & Spa bulunmaktadır. Bayanlara özel, erkeklere özel ve karışık kullanıma açık olmak üzere toplamda 7 adet yüzme havuzu bulunan otelde bay ve bayanlara ayrı alanlarda hizmet veren iki ayrı spa merkezi mevcuttur. Çocuk kulübü, oyun salonu, aqua park gibi tesislerle çocuklu ailelerin de sıklıkla tercih ettiği otellerden biridir.

Çam Termal Otel & Spa

Kızılcahamam’da geniş konaklama birimleri ile tercih edilebilecek bir diğer termal tesis de 5 yıldızlı ve alkolsüz Eliz Thermal & Spa’dır. Tesis iki adet bayanlara özel ve iki adet erkeklere özel havuz sunmaktadır. Ayrıca kadınlara ve erkeklere özel olmak üzere iki adet spa merkezi bulunmaktadır.

Kızılcahamam’ın şifalı suları ile dinlenip tazelendikten sonra Safranbolu’ya doğru yola çıkmaya hazırlanın. Ankara-Bolu yolu üzerinden yapacağınız yaklaşık 2 saatlik yolculuk sonunda Safranbolu’ya varacaksınız.

Safranbolu

İsmini bölgede yetişen safran bitkisinden alan Safranbolu yemyeşil doğası ile seyahatinize renk katacak.

Safranbolu misafirlerine tarih, kültür ve doğa ile iç içe bir gezi olanağı sunuyor.

  • Safranbolu deyince akla ilk gelen simge elbette mimarisi ile ünlü Safranbolu Evleri oluyor. UNESCO Dünya Mirası Listesine giren konaklar şehrin tarihine, kültürüne ve yaşam şekline ışık tutuyor.
Safranbolu Evleri
  • Günümüzde hala çalışır durumda olan ve içine çıkılabilen tek saat kulesi Safranbolu’da bulunuyor. Tarihi Safranbolu Saat Kulesi, 1794-1797 yılları arasında 3. Selim tarafından yaptırılmıştır.
Safranbolu Saat Kulesi 1794-1797 yılları arasında yapılmıştır.
  • Bölgeyi daha yakından tanımak için gezebileceğiniz bir başka yer de geleneksel eşyalar, el sanatları ve yöresel tarihi eserlerin sergilendiği Kent Tarihi Müzesi’dir. Eski kalenin de bulunduğu tepede yer alan müze binası 1904 yılında hükümet binası olarak yapılmıştır.
  • Anadolu Saat Kuleleri Minyatürleri Parkı Müzesi, ülkenin dört bir yanında bulunan saat kulelerinin minyatürlerinin sergilenmektedir. Boyutları 1-3 metre arasında değişen 12 kuleyi görebileceğiniz bu açık hava müzesini görmeyi ihmal etmeyin.
  • Safranbolu’ya gelmişken alışveriş yapmadan dönmeyin. Safranbolu Demirciler Çarşısı, Yemeniciler Arastası ve Eski Safranbolu Çarşısı alışveriş için en doğru adres.
  • Safranbolu’nun yeşil doğasını izlemek ve doğal güzelliklerini görmek istiyorsanız, kesinlikle Tokatlı Kanyonu üzerinde bulunan Kristal Cam Teras'a gitmelisiniz. Kanyon manzarası karşısında çayınızı yudumlayın ve temiz havanın tadını çıkarın.
Tokatlı Kanyon'daki Kristal Cam Teras
  • Yalnızca doğal güzellikler değil şehri de izlemek istiyorum diyorsanız, o zaman panoramik Safranbolu manzarasıyla Hıdırlık Tepesi’ni kesinlikle görmelisiniz.

Safranbolu’da alkolsüz restoran bulmak oldukça kolay. Üstelik yöresel lezzetleri ile kent muhteşem bir mutfağa sahip Banduma gibi yöresel yemekler ve serpme kahvaltı sunan İki Kaşık Restaurant, yörük usulü gözleme, ayran ve ev baklavası sunan Yörük Sofrası, lahmacun ve ızgara çeşitleri yemek için Hacı Erol Kebap, yöresel yemekler için Atis Butik Restoran, Safranbolu’ya özgü lezzetlerle dolu menüsü ile Safranbolu Zencefil tercih edebileceğiniz restoranlardan yalnızca birkaçı.

Lahmacun

Safranbolu’ya veda edip Zonguldak’a doğru yola çıkmaya hazırlanın. D330 karayolunu takip edin ve D750 karayoluna doğru dönüş yapın. Yaklaşık 1.5 saat sürecek yolculuğunuz sonunda Zonguldak şehir merkezine ulaşacaksınız.

Zonguldak

Batı Karadenizin en büyük şehirlerinden biri olan Zonguldak önemli bir liman kenti olmasının yanı sıra kömür madenciliği ile akıllarda yer etmektedir. Ancak şehrin doğası ve coğrafi güzellikleri de burayı turizm açısından oldukça cazip bir hale getirmektedir.

Zonguldak'ın Tepeden Görünüşü 
  • Taş kömürü madenciliği ile ünlü şehrin kömürcülük tarihi ve teknikleri ile alakalı bilgiler edinebileceğiniz Zonguldak Maden Müzesi, kesinlikle gezi notlarınızda yer almalı. Kömür ve madencilik hakkında pek çok bilgiyi konunun uzmanlarından duyacaksınız.
  • Doğal bir ortamda çocukları ile birlikte vakit geçirmek isteyen aileler için ideal bir konum olan Göldağı Tabiat Parkı ve Yenice’de bulunan Çitdere Tabiat Koruma Alanı isterseniz piknik yapabileceğiniz, isterseniz yaban hayatını gözlemleyebileceğiniz, isterseniz uzun orman yürüyüşlerine çıkabileceğiniz muhteşem olanaklar sunuyor.
  • Şehir merkezine 5 kilometre mesafede yer alan Gökgöl Mağarası, 4 kattan oluşmaktadır ve toplamda 3350 metre uzunluğundadır. Doğa severlerin uğrak noktalarından biri olan mağaranın içinde yer altı deresi akmaktadır.
  • Doğa severlerin Zonguldak’taki diğer durağı 3 ayrı şelaleden meydana gelen Harmankaya Şelaleleri’dir. Şehir merkezine oldukça yakın bir konumda bulunan şelale serinlemek ve dinlenmek için harika bir duraktır.
  • Gökçebey’de bulunan Çanakçılar Hayvanat Bahçesi ve Botanik Park, çocuklu ailelerin Zonguldak’ta gitmeyi en çok tercih ettiği yerler arasında bulunuyor. Girişi ücretsiz olan parkta hayvanlarla iç içe keyifli vakit geçirebilir ve doğal ortamın tadını çıkarabilirsiniz.
Gökgöl Mağarası (Zonguldak)

Zonguldak’a veda edip Ereğli’ye doğru yola çıkın. D010 karayolu üzerinde 48 kilometre ilerledikten sonra Karadeniz Ereğli’ye ulaşacaksınız.

Karadeniz Ereğli

Sıcacık atmosferi ile Batı Karadeniz’in sahil kasabası Ereğli, 80 kilometrelik kıyı şeridine sahiptir. Özellikle Karadeniz Ereğli denmesinin sebebi Konya Ereğli ve Marmara Ereğli ile karıştırmamak içindir. Bu küçük sahil kasabası misafirlerine huzurlu ve samimi bir atmosfer sunmaktadır.

  • Cehennemağzı Mağaraları, Ereğli ziyaretinizde görmek isteyeceğiniz doğal güzelliklerden biri. İçerisinde Kilise mağarası, Ayazma mağarası ve Cehennem ağzı olmak üzere 3 ayrı mağara bulunmaktadır. Yunan mitolojisine dayanan efsanesi ile turistler tarafından oldukça ilgi görmektedir.
  • İstanbul’un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmed’in emri ile dikilen yaklaşık 600 yaşında 6 adet çınar ağacının bulunduğu Fetih Çınarları diğer adıyla Çınaraltı, günümüzde Ereğli’nin simge noktası haline gelmiştir. Dev çınar ağaçlarının gölgesinde çayınızı yudumlayabilirsiniz.
  • Limanın içinde bulunan Gazi Alemdar Gemisi Müzesi, Kurtuluş Savaşı’nda önemli bir zafere imza atan Gazi Alemdar Gemisi’nin replikasıdır. İçerisinde döneme ait çok sayıda belge bulunmaktadır.

Konaklamanızı Zonguldak veya Karadeniz Ereğli’de yapmak istiyorsanız, Zonguldak’ta bulunan otelleri inceleyebilir ve size ve ailenize en uygun tesisi tercih edebilirsiniz.

Ereğli gezinizi sonlandırdıktan sonra D010 karayolunu takip edin. 40 kilometre sonra Akçakoca’ya ulaşacaksınız.

Akçakoca

Düzce’ye bağlı Akçakoca, İstanbul’a ve Ankara’ya oldukça yakın bir konumda olmasıyla pek çok tatil severin tercih ettiği bir sahil kentidir.

Akçakoca

Deniz kenarında yüksek bir tepede bulunan Ceneviz Kalesi, yemyeşil ağaçlar arasında muhteşem deniz manzarası ile hem turistik bir cazibe merkezi hem de halk tarafından da sıklıkla tercih edilen bir piknik alanıdır. Gezi notlarınıza eklemeyi unutmayın.

Kadınlara özel hizmet veren Kadınlar Plajı, Ceneviz Kalesi’nin hemen yanında yer alıyor. Akçakoca mavi bayraklı plajları ile denize girmek isteyen misafirler tarafından tercih edilmektedir.

Akçakoca konaklamanız için Akçakoca’da bulunan otelleri inceleyerek size en uygun tesisi seçebilir ve büyüleyici deniz manzaralarının keyfini çıkarabilirsiniz.

İstanbul’a doğru yola çıkmaya hazırlanın. Kuzey Marmara Otoyolunu kullanarak yaklaşık 2.5 saat içinde Sabiha Gökçen Havalimanı’na ulaşabilirsiniz. İsterseniz yolculuğunuzu burada sonlandırabilir, isterseniz de yol seyahatinize İstanbul gezisini ekleyebilirsiniz. Bu konudaki Avrupa ile Asya’nın buluştuğu İstanbul’da eşsiz bir şehir gezisinin keyfini çıkarın! başlıklı özel blog makalemize göz atın.