HalalBooking ile Türkiye’de Yol Seyahatleri: Bodrum-Antalya Rotası

HalalBooking ile yol seyahatlerinin ikinci rotası Ege’nin ünlü sahil beldesi Bodrum’da başlıyor ve batı kıyılarını güneye doğru takip ederek Antalya’da son buluyor. Yol boyunca tarih, kültür ve doğa ile iç içe olacaksınız.

Yola Çıkmaya Hazırlanın!

Bodrum Milas Havalimanından veya Bodrum ilçe merkezinden araç kiralayarak yolculuğunuza başlayabilirsiniz.

Milas Havalimanından yola çıkmayı planlıyorsanız, D330 karayolunu takip ederek 35 kilometre sonra Bodrum ilçe merkezine ulaşabilirsiniz. Yolculuğunuz yaklaşık 30 dakika sürecektir.

BODRUM

Ege sahillerinin gözde beldesi Bodrum, muhteşem plajları, koyları, taş sokaklarını saran rengarenk çiçekleri ve 3.500 yıllık kültürel mirası ile her yıl yüzbinlerce ziyaretçiye ev sahipliği yapıyor.

Bodrum'un güzel koy ve plajları

Bodrum’da konaklamak için tatil köylerinden butik otellere ve villalara kadar çok sayıda helal özellikli tesis bulunuyor. 2020 yılında açılan ve bölgenin en özel tatil köylerinden biri olan The Oba Otel, Bodrum’da bayanlara özel, erkeklere özel ve aile plajı olarak hizmet veren tek oteldir. Bayanlara özel ve erkeklere özel olarak hizmet veren diğer tesisleri arasında kapalı ve açık yüzme havuzları, aqua parklar ve spa merkezleri de bulunmaktadır. Özellikle çocuklu ailelerin gün boyu ve akşam süren etkinlikler, çocuk kulüpleri ve bakım odaları ile keyifli vakit geçirdiği alkolsüz bir tatil köyüdür.

Oba Hotel Bodrum

Çok daha uygun fiyatlarla daha mütevazi bir tatil köyü için misafirlerin tercihi ise İnanç Otel Bodrum’dan yana oluyor. Her şey dahil konaklama seçeneği ile hizmet veren tesiste bayanlara özel açık ve kapalı yüzme havuzlarının yanı sıra bir de spa merkezi bulunuyor. Plaja 5 dakikalık yürüme mesafesinde olan otel, misafirleri için özel bir plaj alanı tahsis ediyor.

Bodrum ilçe merkezinde bulunan müzeler adeta tarih, sanat ve kültür dolu bir hazine gibidir. 3300 yıl önce batan Uluburun Batığı’nın sergilendiği Sualtı Arkeoloji Müzesi, ünlü sanatçının eşyalarının, kıyafetlerinin ve ödüllerinin sergilendiği Zeki Müren Sanat Müzesi ve Bodrum’un denizcilik tarihinden eserlerin sergilendiği Bodrum Deniz Müzesi ziyaret edilebilecek müzelerin başında geliyor.

Tarih odaklı bir gezi gerçekleştirmek isteyenler, antik çağlara yolculuk yapmak için Myndos, Iasos, Pedasa antik kentlerini ziyaret edebilir, Bodrum Antik Tiyatro’da etkinliklere katılabilir ve dünyanın 7 harikasından biri olan Halikarnas Mozolesi’ni görebilirler. 15. yüzyılda yapılan Bodrum Kalesi ve 1775 yılı yapımı Osmanlı Tersanesi ile Osmanlı mirasının Bodrum’daki izleri arasında bulunuyor.

Bodrum Kalesi

Bodrum’un elbette doğal güzellikleri saymakla bitmez. Gümüşlük’ten kısa bir mesafede bulunan ve yürüyerek ulaşılabilen Tavşan Adası, Milas’ın güneybatısında bulunan ve hala jeolojik oluşumları devam eden İncirliin Mağarası, türlü çeşitlilikteki bitki ve hayvan türünün bir arada yaşadığı muhteşem Gökçeler Kanyonu ve şimdilerde terk edilmiş durumda olan taş evleri ile ünlü Sandima Köyü Bodrum’da görülmesi gereken güzelliklerin başında geliyor.

Bodrum’un muhteşem plajları hakkında daha fazla bilgi almak veya birbirinden güzel koylarına doğru bir yolculuğa çıkmak istiyorsanız “Muhteşem Plajları ve Tenha Koyları ile Bodrum’da Deniz Tatili” yazımızı inceleyebilirsiniz.

45 dakikalık feribot veya 20 dakikalık hızlı katamaran ile Bodrum’dan oldukça kısa bir sürede ulaşabileceğiniz Kos/İstanköy Adası ise kesinlikle değerlendirmeniz gereken günübirlik bir gezi olacaktır. Özel firmalar tarafından yürütülen Kos Adası feribot ve katamaran seferleri Bodrum ve Turgutreis limanlarından gerçekleştirilmektedir. Feribot bileti yetişkinler için gidiş dönüş olmak üzere kişi başı 20 Euro ve çocuklar için 10 Euro olarak belirlenmek ile beraber gittiğiniz yıla ve sezona göre değişiklik gösterebiliyor. Kos Adasına gitmek için yeşil pasaport, schengen vizesi veya kapı vizesi çıkarmanız gerekiyor.

İstanköy olarak da bilinen Kos Adası’nın 50.000 kişilik nüfusunun 3.000 kadarını Türkler oluşturuyor. Genellikle restoran işletmeciliği yapan Türkler, Türk ve Yunan mutfağını bir araya getiren muhteşem lezzetler sunuyor.

Ada ziyaretinizde, İstanköy limanının hemen girişinde bulunan Şövalyeler Kalesi’ni, halen kazıların devam ettiği Antik Agora’yı, tıbbın babası olarak bilinen Hipokrat’ın gölgesi altında öğrencilerine ders verdiği rivayet edilen Hipokrat Çınar Ağacı’nı ziyaret edin. Ayrıca, merkeze 16 kilometre uzaklıkta bulunan Zia Köyü’nde gün batımı manzarasının tadını çıkarmayı ihmal etmeyin.

Kos/İstanköy Adası

Yolculuğunuzun sıradaki rotası Datça için yola çıkmaya hazırlanın. Bodrum-Datça arası ulaşımın en kolay ve en kısa yolu aynı zamanda muhteşem bir deniz yolculuğu demek. Karayolu ile yaklaşık olarak 3 saatinizi alacak bu yolculuk feribot seferleri ile yaklaşık 1,5 saatlik bir deniz yolculuğuna karşılık geliyor. Bodrum limanından kalkan feribot seferleri sezona göre değişiklik gösteriyor ancak güncel sefer saatleri feribot firmalarının internet sitelerinde sürekli güncelleniyor. Otomobil başına 175 TL ve şoför hariç araç yolcularının her biri için 20 TL ücret ödeyerek Bodrum’dan Datça’ya muhteşem bir deniz yolculuğuna çıkabilirsiniz. Ayrıca, 0-6 yaş arası çocuklar için ücretsiz ve 7-12 yaş arası çocuklar için %50 indirim uygulanıyor. Tüm bu fiyatların 2021 yaz sezonu süresince geçerli olduğunu unutmayın. Seyahat tarihiniz için geçerli güncel fiyatlara ve tarifelere internet üzerinden erişebilirsiniz.

DATÇA

Taş sokakları ve eski evleri ile Datça tam bir Ege kasabası. Çarşılarında yürüyüş yaparak alışveriş yapabilir ve kentin otantik ruhunu hissedebilirsiniz. Badem ve zeytin ağaçları ile doğal güzelliğini yitirmemiş bir belde olması burayı çok daha huzurlu bir yer haline getiriyor. Eski Datça olarak bilinen bölgede, dut ağaçları gölgesindeki Orhan'ın Kahvesi'nde gözleme ve ayranın tadını çıkarabilir ve tarihi bir Rum evi olan Alamango Evi'ni görebilir, sokak boyunca kurulu tezgahlardan el işi ürünler ve hediyelik eşyalar alabilirsiniz.

Datça

Datça'nın muhteşem doğası ve sıcacık atmosferi ziyaretçilerine çok sayıda aktivite seçeneği sunuyor. Mavi bayraklı plajlarda güneşin ve denizin tadını çıkarabilir, tekne turları veya yat gezileri ile birbirinden güzel koyları keşfedebilir, yürüyüş ve bisiklet parkurlarında tura çıkabilir, Karyalıların ilk medeniyeti Knidos Antik Kenti'ni ziyaret ederek antik çağların izini sürebilir ve Datça'nın yaz sezonu boyunca devam eden pek çok sanat etkinliğine katılabilirsiniz.

Bir sonraki durağınız olan Marmaris’e gitmek için D400 karayolunu takip edin. 70 kilometre ilerleyin, yaklaşık 1 saat sonra Marmaris’e ulaşacaksınız.

MARMARİS

Marmaris muhteşem koyları ve ormanları ile sayısız doğal güzelliğe ve antik zamanlardan Osmanlı dönemine kadar uzanan çok sayıda tarihi yapıya ev sahipliği yapmaktadır. Aynı zamanda son zamanlarda sayısı her geçen gün artan muhafazakar tatil köyleri, otelleri ve villaları ile Marmaris’te helal özellikli tatil yükselen bir trend haline gelmiştir.

Marmaris’te yapacağınız konaklama ile kendinizi şımartmak ve tüm aile denizin, güneşin ve havuzun tadını çıkarmak istiyorsanız 5 yıldızlı alkolsüz bir tatil köyü olan Angel’s Marmaris tam size göre. Tesis, kendine ait özel koyda bayanlara özel, erkeklere özel ve aile plajları, açık ve kapalı yüzme havuzları, aqua parklar ve daha pek çok tesis sunuyor.

Angel’s Marmaris

Daha uygun fiyatlı bir konaklama tercih ediyorsanız Turunç’ta bulunan 4 yıldızlı, alkolsüz Mavi Deniz Otel, sade ve konforlu tasarımıyla konuklarına huzurlu bir konaklama vadediyor. Tesiste, bayanlara özel ve erkeklere özel olarak hizmet veren yüzme havuzları ve spa tesisleri bulunuyor. Ayrıca denize sıfır bir konumda bulunan otelde tesettür mayo ile girilebilen karışık plaj ve güneşlenme alanı da mevcut.

Mavi Deniz Otel

Marmaris ve çevresi antik zamanlarda çok önemli liman kentlerine ev sahipliği yapmıştır. Bu kentlerin kalıntıları Marmaris’i adeta bir açık hava müzesine dönüştürüyor. Eğer antik çağların izini sürmek istiyorsanız, Physkos, Amos, Loryma, Gallipolis, Hyda, Kedrai ve İdyma antik kentlerini ziyaret edebilirsiniz.

Bölgedeki tarihi yapılar elbette antik çağlarla sınırlı değil. Rodos Seferi’ne çıkan Kanuni Sultan Süleyman’ın en önemli durağı olması sebebiyle Marmaris’te çok sayıda Osmanlı Dönemi eserine de rastlayabilirsiniz. Rodos Seferi sırasında veya sefere çıkmadan hemen önce yaptırıldığı düşünülen Marmaris Kalesi, Kanuni Sultan Süleyman’ın validesi için yaptırdığı Hafsa Sultan Kervansarayı, Kanuni’ye “Eğer ordunda kimse yanında haram taşımıyorsa zafer senindir” diye öğüt veren Sarıana için yapılan Sarıana Türbesi ve Taşhan ve Kemerli Köprü, Marmaris’te görebileceğiniz Osmanlı eserleri arasında yer alıyor.

Muhteşem bir nehir manzarası ve yemyeşil ağaçlar arasında huzur dolu bir gün geçirmek istiyorsanız Saklıgöl kesinlikle ziyaret etmeniz gereken yerlerin başında geliyor. Gökova Körfezi’ne dökülen Azmak Nehri’nin etrafını çevrelediği tesisin restoranında yemek yiyebilir ve kano, deniz bisikleti, at safari, okçuluk ve golf gibi pek çok aktivite yapabilirsiniz.

Dalış yapmayı sevenlerin sıklıkla gitmeyi tercih ettiği Cennet Adası, isminden de anlaşılacağı üzere olağanüstü doğal güzellikte bir yarımadadır. Adada çok sayıda restoran ve kafe hizmet veriyor. Ayrıca, adanın en tepesinde yer alan Nimara Mağarası da 12 bin yıllık tarihi ile görülmeye değer noktalardan biri. Dalış severlerin bir diğer uğrak yeri de 14 metre derinlikte bir sualtı mağarası olan Baca Mağarası’dır.

Turunç

Yol seyahatinizin bir sonraki rotası Fethiye’ye doğru yola çıkmak için hazırlanın. Marmaris-Fethiye Yolu olarak da bilinen D400 karayolu üzerinden yola çıkın. 125 kilometre yani yaklaşık olarak 1 saat 45 dakika sonra Fethiye’ye varacaksınız.

FETHİYE

Muğla’nın Akdeniz’deki yüzü Fethiye, mavi bayraklı plajları, berrak Akdeniz suları, yemyeşil koyları, binlerce yıl öncesine uzanan tarihi ve su sporları ve aktivite seçenekleri ile her yıl yaklaşık 1.5 milyon yerli ve yabancı turist tarafından ziyaret ediliyor.

Fethiye, kendine ait bahçesinde tamamen korunaklı yüzme havuzu sunan villa seçeneklerinin en çok bulunduğu beldelerin arasında yer alıyor. Doğal güzellikleri ve aktivite seçenekleri ile Fethiye gezinizi birkaç güne yaymanız gerekebilir. Bu yüzden burada yapacağınız konaklama için tercihinizi isterseniz korunaklı villa seçeneklerinden yana kullanabilir ve mahremiyet endişeleri taşımadan ailecek havuzun keyfini çıkarabilirsiniz.

Eğer otel konforundan vazgeçemeyenlerdenseniz Fethiye’de hizmet veren çok sayıda helal özellikli otel veya villa oteli de mevcut. Geniş, yemyeşil bahçeler içinde bulunan Katrancı Park Otel, bayanlara özel açık yüzme havuzu sunan tamamen alkolsüz bir tatil köyüdür. Tesis, plaja 5 dakikalık yürüme mesafesindedir ve misafirlerine tesettür mayo ile girilebilen, karışık kullanıma açık plaj ve güneşlenme alanı sunmaktadır.

Katrancı Park Otel

Eğer villa tatilinin sunduğu mahremiyeti ve rahatlığı otel konforunda yaşamak istiyorsanız, Zehra Villas Hotel'i tercih edebilirsiniz. Tesis, konaklama birimi olarak tamamen korunaklı ve yüzme havuzlu villalar sunarken, restoran, bayanlara özel ve erkeklere özel plaj ve güneşlenme alanları gibi seçenekler sunuyor. Fethiye’de bulunan helal özellikli tesisler ziyaretçilerine istedikleri tarzda ve konseptte hizmet veriyor.

Zehra Villas Hotel

Tıpkı Ege sahil beldeleri gibi Fethiye’nin de taşı, toprağı ve hatta kayaları bile tarihten manzaralar sunuyor. Antik yapılar arasında en ünlü eserlerden biri olan Kral Amyntas Kaya Mezarları, Likya döneminde yüksek statülü kişiler için kayalara oyularak hazırlanan mezarlardan oluşuyor. İncelikli işlemeleri ve kullanılan figürler o dönemin yaşantısı ve kültürü hakkında önemli bilgiler veriyor. Görülmesi gereken diğer önemli antik yapılar arasında Fethiye’nin antik çağlardaki ismi olarak da bilinen Telmessos ve mitolojik yaratık kanatlı at Pegasus’un yaşadığına inanılan Tlos gibi daha çok sayıda antik kent bulunuyor.

Kral Amyntas Kaya Mezarları

1923 yılına kadar bir Rum köyü olarak ikame edilen ancak 1957 yılındaki Fethiye Depreminden sonra boş kalan Kayaköy, yani yerel adıyla hayalet şehir, bölgeye gelen yerli ve yabancı turistlerin en çok ziyaret ettiği yerler arasında bulunuyor. Fotoğraf çekmeyi seviyorsanız, bu taş evlerden oluşan köyü kesinlikle görmelisiniz.

Fethiye’de görülecek yerler yalnızca antik kentlerle sınırlı değil. Gezi planlamanızda bir günü kesinlikle 12 Adalara düzenleyeceğiniz bir tekne turuna ayırmanızı öneriyoruz. Açık denizde yüzmek, muhteşem koyları ve adaları keşfetmek için muhafazakar tekne turlarını tercih edebilirsiniz. Tur süresince alkolsüz içecekler ve helal yiyecekler servis edilmektedir. Misafirlerin mahremiyet endişelerini ortadan kaldırmak için tekne çalışanlarının tamamı kadınlardan oluşmaktadır. 12 Adalar tekne turu kapsamında; Yassıca Adası, Tavşan Adası, Kızıl Ada, Katrancı Adası ve Göcek Adası’nın yanı sıra Akvaryum Koyu, Soğuksu Koyu ve Deve Plajı da ziyaret edilmektedir.

Ayrıca, at turu, yamaç paraşütü, tekne paraşütü gibi aktivitelere katılabilir ve bölgenin antik kentleri ve doğal güzelliklerine şahit olabileceğiniz Likya Yolu parkurlarında yürüyüş ve bisiklet turları düzenleyebilirsiniz.

ÖLÜDENİZ

Fethiye seyahatinizin son durağı ise antik çağlarda “Işık ve Güneş Diyarı” olarak adlandırılan Ölüdeniz. 2006 yılında dünyanın en güzel kumsalı seçilen ince, beyaz kumlu plajları, mavinin her bir tonuna rastlayacağınız durgun berrak suları ve yemyeşil ağaçlarla bezeli doğası ile eşi benzeri bulunmayan muhteşem bir doğal güzelliktir.

Ölüdeniz'de Mavi Lagün

Ölüdeniz, aynı zamanda bölgenin en büyük değerlerinden biri olan Kelebekler Vadisi’ne de ev sahipliği yapmaktadır. Vadide 80’den fazla kelebek türü yaşamaktadır. Yamaç paraşütü, şnorkelle dalma, kaya tırmanışı gibi çok sayıda spor ve aktivite yapabileceğiniz vadide çocuklar için doğal yaşam atölyeleri de bulunuyor.

Rotanızın bir sonraki durağı Saklıkent için yola çıkmaya hazırlanın. Fethiye-Ölüdeniz yolunu yaklaşık 5 kilometre boyunca takip edin ve Süleyman Demirel Bulvarı yönünde sağa dönün. 7 kilometre sonra Sıtkı Koçman Caddesi yönünde sola dönün ve D400 karayoluna çıkmak için 60o metre devam edin. 14 kilometre sonra Tloss/Saklıkent levhasından sağa dönün ve Saklıkent levhalarını takip edin. Yaklaşık 19 kilometre sonra Saklıkent’e varmış olacaksınız. Ölüdeniz’den çıktığınız bu yolculuk yaklaşık olarak 50 dakikanızı alacaktır.

SAKLIKENT

İsmi genel olarak Saklıkent Kanyonu olarak bilinse de resmi olarak milli park statüsünde bulunan Saklıkent Milli Parkı, Antalya ile Muğla’nın arasında bir sınır çiziyor diyebiliriz. Kanyonda karşıya geçmek için sudan yürümek zorunda kalacak ziyaretçilerin gürül gürül akan suların soğukluğu ve şiddetli olması sebebiyle kesinlikle sandalet giymesi öneriliyor. Aksi halde geziyi yalın ayak tamamlama riskiyle karşı karşıyasınız. Eğer kendinizi riske atmak istemiyorsanız girişte ayakkabı ve sandalet kiralayabileceğiniz küçük bir işletme de mevcut.

200 metre yükseklikte ve 18 kilometre uzunluktaki Saklıkent Kanyonu’nda yürüyüş yaptıktan sonra suyun üzerine kurulan sofralarda yemek yiyebilir, rafting parkurunda maceranın tadını çıkarabilir ve piknik alanında ailece piknik yapabilirsiniz. Milli parka giriş ücretleri müze kartı ve kredi kartı kabul edilmiyor. Güncel fiyatları internet sitesinden kontrol etmeyi ve yanınızda nakit bulundurmayı unutmayın.

Saklıkent Milli Parkı

Saklıkent’in serinletici ve huzur verici atmosferinde günü geçirdikten sonra rotanızın bir sonraki durağı Kaş’a doğru yola çıkmaya hazırlanın. D400 karayoluna çıktıktan sonra 44 kilometre boyunca Akdeniz’in mavi sularının yol arkadaşlığı ile beraber Kaş’a ulaşmış olacaksınız. Yolculuğunuz yaklaşık olarak 1 saat sürecektir.

KAŞ

Kaş’ın ilçe merkezinde bulunan Antiphellos Antik Tiyatrosu ile Kaş gezinize başlayabilirsiniz. Eski formunu oldukça iyi bir şekilde koruyan ve muhteşem bir deniz manzarası sunan bu antik tiyatro yalnızca tarihi ile değil olağanüstü gün batımı manzarası ile de ziyaretçilerin ilgi odağı. İlçe merkezinde bulunan Uzun Çarşı’da el işi ürünler, cam sanat eserleri, tahta figürler, yerel kıyafetler ve daha pek çok hediyelik eşya satın alabilirsiniz. Çarşıda yürürken birden karşınıza tarihi milattan önce dördüncü yüzyıla dayandığı düşünülen bir Likya dönemi Kral Mezarı çıkacaktır.

Antiphellos Antik Tiyatrosu

Yolculuğunuzun bir sonraki durağı Kaş ile Demre arasında bir belde olan Kekova. D400 karayolunu takip edin ve yaklaşık 9 kilometre sonra Kekova levhasından sağa doğru dönüş yapın. Yaklaşık 21 kilometre sonra Kekova’ya ulaşacaksınız.

Batık şehir olarak bilinen Kekova’nın önemi ise Simena Antik Kenti’nin büyük bir deprem sonucu burada sulara gömülmüş olmasıdır. Milattan önce 4. yüzyıldan günümüze ayakta kalan tek eser ise Simena Kalesi’dir. Bölge tarihi güzelliğinin yanı sıra muhteşem bir manzara ve doğal ve samimi bir ortam da sunmaktadır.

Kaş’ta konaklayabilir ve muhteşem Akdeniz manzaralarının keyfini daha uzun süre çıkarabilirsiniz.

KEMER

Akdeniz’in bir diğer tatil cenneti, tarih ve doğanın birlikte var olduğu Kemer’de hem toprağın üstünde hem de suyun altına keşfedilecek çok sayıda cevher bulunuyor.

D400 karayolunda 112 kilometre ilerledikten sonra Phaselis (Antik Kenti) levhasından sağa dönüş yapın, Kemer’in en eski yerleşim birimi olan Phaselis’e ulaşacaksınız. Milattan önce yedinci yüzyıldan kalma bu kent tarih boyunca oldukça önemli olaylara sahne olmuştur. Bölgeye gelen yerli ve yabancı turistlerin akın ettiği antik kent aynı zamanda bulunduğu koya da kendi ismini vermektedir.

Phaselis’te kültür ve doğa gezinizi bitirdikten sonra tekrar D400 karayoluna çıkın ve yaklaşık 15 kilometre devam edin, Kemer’e ulaşacaksınız.

Toros Dağları’nın eteklerinde kurulan Kemer, Akdeniz’in tatil için en çok tercih edilen destinasyonlarından biridir. Ormanlarla kaplı dağların denizle buluştuğu ilçede, milattan önce zamanlardan Selçuklu dönemine ve 1. Dünya Savaşı’na kadar çok sayıda tarihi yapı bulunmaktadır.

Kemer

Kemer ilçe merkezine yürüme mesafesinde olan ve yer mozaikleri ile dikkat çeken Idyros Antik Kenti, 1230-1248 yılları arasında yapılan ve Türk-İslam sanat geleneğinin tek örneği olan Selçuklu Av Köşkü ve Kemer Marinası açıklarında, 1. Dünya Savaşı sırasında top atışıyla batırılan ve halen dalış yapılarak görülmesine izin verilen Fransız gemisi Paris 2 Batığı, Kemer’de görebileceğiniz tarihi yapılardan yalnızca birkaçı.

Kemer gezinizde günübirlik tekne turları ile Sulu Ada, Üç Adalar, Olympos, Demre ve Myra adalarını ziyaret edebilirsiniz.

Yol seyahatinizin son durağı Antalya şehir merkezine doğru yola çıkmaya hazırlanın. D400 karayolu üzerinden 33 kilometre ilerledikten sonra Akdeniz Bulvarı’na doğru sağa dönün. Antalya şehir merkezine varacaksınız.

ANTALYA

Tatil beldelerinde deniz, güneş ve doğa ile iç içe geçirdiğiniz Ege-Akdeniz yol seyahatiniz Türkiye’nin en büyük beşinci şehri olan Antalya’da sona eriyor. Tarih boyunca çok sayıda medeniyete ev sahipliği yapması ve Akdeniz’in en önemli şehirlerinden biri olması sebebi ile Antalya her dönem büyük bir önem arz etmiştir.

Antalya’nın tarihi dokusunun en çok hissedildiği semti Kaleiçi’dir. Cumbalı konak tipinde evleri ve rengarenk çiçeklerle bezeli taş sokakları ile nostaljik bir ortamı bulunmaktadır. Kaleiçi’nde bulunan kafe ve restoranlarda tarihi dokuyu hissedebilir ve çarşısından hediyelik eşya alışverişi yapabilirsiniz. Kaleiçi’nin ve Antalya’nın en önemli yapılarından biri de 130 yılında imparatorun şehre ziyaretini kutlamak için inşa edilen Hadrianus Kapısı yani Üç Kapılar’dır.

Kaleiçi

Antalya’daki ilk İslami yapı olarak bilinen Yivli Minare, 13. Yüzyılda Anadolu Selçuklu Sultanı Alâeddin Keykubad tarafından kiliseden dönüştürülen camiye minare olarak yaptırılmıştır. Özel bir mimariye sahip olan bu minare şehrin silüetinin önemli bir parçasıdır. 1500’lü yıllarda yapılan Murat Paşa Camii ise hala aktif olarak hizmet veren Antalya’nın tarihi camilerinden bir diğeridir. Renkli çinileri ve incelikli işçiliği ile ünlü bu camiyi kesinlikle görmelisiniz.

Antalya’nın palmiye ağaçlarının gölgesinde deniz manzarasının keyfini çıkaracağınız Karaalioğlu Parkı’nı, yaklaşık 900 canlının doğal yaşam koşullarına yakın şartlarda yaşadığı Antalya Hayvanat Bahçesi’ni, Türkiye’nin dört bir yanındaki simge yapıların minyatürlerinin sergilendiği Minicity’i ziyaret edebilir ve Türkiye’nin en büyük, Avrupa’nın London Eye’dan sonra ikinci büyük dönme dolabı Heart of Antalya’nın da içinde bulunduğu Akturpark’ta çocuklarınızla lunapark eğlencesinin tadını çıkarabilirsiniz.

Kiraladığınız aracı isterseniz Antalya şehir merkezindeki araç kiralama şirketine teslim edebilir ve Antalya Havalimanı Havaş otobüsleri ile havalimanına gidebilirsiniz. Eğer aracınızı araç kiralama şirketinin havalimanı şubesine teslim etmek istiyorsanız, D400 üzerinden 11 kilometre ilerleyerek Antalya Havalimanı’na ulaşabilirsiniz.