HalalBooking ile Türkiye’de Yol Seyahatleri: Edirne-Bodrum Rotası

Durduğu yerde duramayanlara, tek bir destinasyonla asla yetinemeyenlere, “zaten yılda bir tatile çıkıyorum birden fazla yer görmek isterim” diyenlere, en çok da yol tutkunlarına özel seyahat rotalarımız ile baş döndürücü yolculuklara çıkmaya hazır olun.

İlk rotamız Trakya'dan başlıyor ve batı kıyılarını bir uçtan bir uca takip ederek sizi Ege'nin birbirinden güzel sahil beldelerine ve son olarak da Ege'nin incisi Bodrum'a kadar götürüyor.

Yola Çıkmaya Hazırlanın!

Edirne'de tarih ve kültür dolu bir gezi ile başlayan yol seyahatimiz Bodrum’un muhteşem güzellikteki sahili ve insanın içini ısıtan otantik manzaraları ile son bulacak. Yolculuğunuz boyunca Ege adaları, tarihin büyük savaş kahramanları, uçsuz bucaksız ormanlar, göz alıcı doğal manzaralarla karşılaşacak ve birbirinden lezzetli yemeklerle unutamayacağınız bir tatil geçireceksiniz.

Türkiye’nin neresinde olursanız olun bulunduğunuz şehirde veya size en yakın şehirde bir havaalanı varsa İstanbul Havalimanı’na yalnızca 2 saat uzaklıktasınız demektir. İstanbul Havalimanı’ndan araç kiralayarak yol seyahatiniz için ilk adımı atabilirsiniz. Pek çok araba kiralama şirketinin İstanbul Havalimanı’nda bulunan bayisinden kiralayacağınız aracı Bodrum-Milas Havalimanı’ndaki veya Bodrum merkezdeki bayisine teslim edebilirsiniz. Havalimanından çıktıktan sonra O-7/Kuzey Marmara Otoyolu’nda 50 kilometre ilerleyin ve O-3/E80/Avrupa Otoyoluna doğru sağa dönün. Yaklaşık 150 kilometre sonra Edirne’ye varmış olacaksınız. Eğer yol seyahatinize ilk olarak Çanakkale ile başlamak istiyorsanız, O7 üzerinden E84 karayoluna doğru devam ederek Edirne’ye uğramadan direkt Çanakkale’ye ilerleyebilirsiniz.

Avrupa’dan kendi aracı ile Türkiye’ye gelen seyahat severler için ise yolculuk ilk olarak Edirne Kapıkule Sınır Kapısı’nda başlıyor. Sınır kapısını geçtikten sonra D100/Kapıkule Yolunu takip ederek yaklaşık 20 dakika sonra Edirne’nin şehir merkezine ulaşabilirsiniz.

EDİRNE - Bursa’nın Oğlu, İstanbul’un Babası

Bursa’dan sonra ve İstanbul’un fethinden önce, 1365-1453 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu’na başkentlik eden şehir çok sayıda Osmanlı eserine ev sahipliği yapıyor. Ayrıca, tadına doyum olmayan lezzetleri ile de Edirne mutfağına hayran kalacaksınız.

Aracınızı Selimiye Camii yakınlarında bulunan çok sayıda ücretsiz otoparktan birine park ederek Edirne gezinize başlayabilirsiniz.

Mimar Sinan’ın ustalık eseri Selimiye Camii ve Külliyesi, Osmanlı Dönemi’nin de en önemli eserlerinden biridir. 2011 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne giren cami mimari özelliklerinin mükemmelliği, iç tasarımı, avlusu ve kütüphanesi ile muhteşem bir sanat eseridir. Selimiye Camii’de namaz kılmak seyahatinizin en unutulmaz deneyimlerinden biri olacak. Aynı arazi üzerinde yer alan Türk-İslam Eserleri Müzesi, Külliye Sağlık Müzesi’ni ziyaret edebilir, Edirne’nin kapalı çarşısı Selimiye Arastası’nda alışveriş yapabilirsiniz.

Edirne Selimiye Camii

5 dakikalık yürüme mesafesi içinde bulunan Edirne Eski Camii, Üç Şerefeli (Burmalı) Camii, Fatih Sultan Mehmet’in de eğitim aldığı Saatli Medrese, Sokullu Hamamı gibi diğer Osmanlı eserlerini görmeyi ihmal etmeyin.

Edirne’ye gelmişken lezzeti dillere destan Edirne Ciğeri yemeden olmaz. Ciğer restoranlarının çoğu alkolsüz, Aydın Tava Ciğer veya Ciğerci Niyazi Usta yaprak ciğerin yanı sıra karaağaç biberi kızartması, Hayrabolu tatlısı, peynir helvası gibi yöreye özgü lezzetler de sunuyor. Ayrıca, çocuklu aileler için ızgara çeşitleri ve Edirne köftesi yemek çeşitleri de bulunuyor.

Meriç Nehri kenarında bulunan çok sayıda açık hava kahvaltı salonunda serpme kahvaltı yapmayı da tercih edebilirsiniz.

Osmanlı tarihini ve Meriç’in doğal güzelliğinin etkisi ile Çanakkale’ye doğru yola devam edin. D550/E87 Edirne-Çanakkale karayolunu takip edin, 2 saat 45 dakika sonra Gökçeada’ya gitmek üzere Çanakkale Kabatepe İskelesine varmış olacaksınız.

ÇANAKKALE

Bağımsızlık mücadelesinin en çok hissedildiği cephelerden olan Çanakkale, yalnızca tarihi geçmişi ile değil dünya üzerinde iki kıtada da toprağı bulunan sayılı şehirlerden biri olması ile de büyük bir öneme sahiptir. Muhteşem güzellikteki doğası, göz alıcı boğazı, unutulmaz tarihi mirası ve Ege Denizi’nde bulunan otantik adaları ile Çanakkale geziniz her anı dopdolu geçecek bir durak olacak.

Çanakkale - Gökçeada feribot seferleri, Çanakkale Kabatepe İskelesinden yapılan yaklaşık 1 saatlik yolculuğun ardından Gökçeada Kuzulimanında sona eriyor. Feribot seferleri GESTAŞ tarafından düzenleniyor ve internet sitesinde sefer saatleri, online rezervasyon, fiyatlandırma gibi bilgilere kolaylıkla ulaşılabiliyor.

Gökçeada

Gökçeada

Konaklamanız için Gökçeada’da bulunan tesisleri tercih edin ve adanın otantik atmosferi ile huzurlu bir gece geçirin. Gökçeada’nın tarihi bölgesinde, Kaleköy limanına yürüme mesafesinde bulunan Salkım Butik Otel, taş binası, samimi ortamı ve lezzetli mutfağı ile en çok beğenilen tesisler arasında yerini alıyor. Otel yakınlarında bulunan otoparka günlük 7 TL ödeyerek aracınızı bırakabilirsiniz. Otel restoranı taptaze Ege lezzetleri ile muhteşem bir serpme kahvaltı sunuyor. Kahvaltıyı burada yaptıktan sonra Gökçeada gezinize artık hazırsınız demektir.

Salkım Butik Otel

Saros Körfezi girişinde yer alan eski adıyla İmroz, Türkiye’nin en büyük adasıdır. Zeytin ağaçları ile ünlü Zeytinli Köyü’nde ünlü Dibek kahvesini tatmayı, 16. yüzyılda Piri Reis’in de bahsettiği eski Rum köyü Dereköy ve adanın en yüksek noktasında bulunan Tepeköy’ü ziyaret etmeyi ihmal etmeyin. 10 Haziran - 10 Temmuz arası adayı ziyaret ediyorsanız Lavanta Adası da kesinlikle görmeniz gereken yerlerden biri. Lavanta bahçelerinden kendi buketinizi toplayabilir, anı olarak lavanta kesesi, lavanta yağı gibi ürünlerden satın alabilirsiniz. İyileştirici etkileri olduğuna inanılan Tuz Gölü’nde çamur banyosu yapabilir, rüzgarı ile ünlü adada rüzgar sörfü ve kitesurf gibi sporları deneyimleyebilirsiniz.

Çanakkale Şehir Merkezi

Kuzulimanından kalkan feribotla Çanakkale’ye dönüş yapın. Eceabat'ta bulunan Kabatepe Feribot İskelesi'nde indikten sonra, Çanakkale Savaşı'nın izlerini takip etmeye ve 1914 yılında binlerce şehit verdiğimiz cepheleri görmeye başlayabilirsiniz. Gelibolu yarımadası olarak da bilinen bölgede Çanakkale Şehitleri Abidesi, 57. Alay Şehitliği, Conk Bayırı ve Namazgâh Tabyası'nı ziyaret ederek vatan uğruna şehit olan askerlerimize fatiha okuyabilir ve tarihte bir yolculuğa çıkabilirsiniz.

Çanakkale yalnızca geçtiğimiz yüzyılın değil binlerce yıl öncesinin de simge savaşlarına sahne olmuştur. Bunların arasında en çok bilineni de ünlü Truva Atı stratejisi ile tarihe kazınmış olan Truva Savaşı’dır. Truva Atı’nı görmek ve Truva Müzesi’ni ziyaret etmek için E87/D550’yi takip ederek İzmir - Çanakkale yoluna çıkın. Tevfikiye yoluna dönüp 16 kilometre ilerledikten sonra Truva Müzesi’ne ulaşacaksınız. 1998 yılında UNESCO listesine dahil edilen Truva Antik Kenti’nin hemen girişinde bulunan müzede mermer heykeller, lahitler, yazıtlar ve antik çağa ait daha pek çok eseri görebilirsiniz. Görsel bir tarih dersi niteliğinde olan bu gezi çocuklu aileler için bulunmaz bir fırsat.

Truva atı, Çanakkale

BALIKESİR

Alpler’den sonra dünyanın oksijeni bakımından en zengin yeri Kaz Dağları, taş sokakları ve otantik atmosferi ile Ayvalık, sıcacık bir Ege adası olan Cunda ve yol boyunca size eşlik edecek olan Ege Denizi manzaraları ile Balıkesir yolculuğunda huzur dolu anlar sizi bekliyor.

Truva Müzesi’ni gezip antik kentte 3000 yıl öncesinin izlerini sürdükten sonra Altınoluk için tekrar yola çıkmaya hazırsınız. E87 karayolunu takip edin ve 87 kilometre yani yaklaşık 1 saat sonra yolun hemen sağından giriş yapabileceğiniz Rawda Resort Hotel Altınoluk’ta konaklamak için durun. Rawda Resort Hotel şık ve modern tasarımlı odaları, yeşil bahçeleri, açık büfe restoranı, yaz mevsimlerinde hizmet veren açık yüzme havuzu ve kendine ait plajı ile muhteşem bir alkolsüz tesis. İster sahilde yürüyüş yapın, ister yemyeşil ağaçların gölgesinde dinlenin, Altınoluk sizin için en huzurlu ve dinlendirici atmosferi sunuyor. Tesisin açık büfe kahvaltısının keyfini çıkardıktan sonra ünü ülke sınırlarını aşmış Kaz Dağları’na doğru yola çıkın.

Rawda Resort Hotel Altınoluk

E87 karayolunda 22 kilometre ilerledikten sonra Mustafa Kemal Bulvarına dönüş yapın. 16 kilometre sonra Kaz Dağları Milli Parkı’na varacaksınız. Hem kara hem deniz iklimini bir arada yaşayan ve yüksek oksijen seviyesi ile astım hastalarının sıklıkla tercih ettiği destinasyonlardan biri olan Kaz Dağları, milattan önce 2000 yılından beri bir yerleşim yeri olarak kullanılmıştır ve çok sayıda doğal güzelliğe ev sahipliği yapmaktadır. Yaz sıcaklarından bunalan seyahat severlerin biraz olsun serinleme fırsatı bulduğu göletler Kaz Dağları’nın en güzel hazineleri arasında. Efsanesi ile türkülere konu olmuş Hasan Boğuldu Göleti ve Sütüven Şelalesi yemyeşil ağaçlar arasında adeta bir cevher. Pelasglar tarafından milattan önce 10. yüzyılda kurulduğuna inanılan Antandros Antik Kenti’nin yer mozaikli kalıntıları ise bölge tarihini gözler önüne seriyor. Kaz Dağları’na gelmişken piknik yapmayı, bisiklet turuna çıkmayı ve zengin florasını ve faunasını keşfetmeyi ihmal etmeyin.

Antandros Antik Kenti

Ayvalık

Balıkesir yolculuğunuz Ayvalık rotası ile devam ediyor. E87 karayolu üzerinden yola devam edin, 30 kilometre sonra Ayvalık için yol sağa ayrılıyor. Ayvalık’ta bulunan otellerden birini tercih edin ve eşyalarınızı bırakıp Ayvalık’ın sıcak akşamının keyfini çıkarmak için hazırlanın. Şeytan Sofrası zirvesinde bulunan ve Ayvalık adalarını kuşbakışı gören Ivy Sailing Resort, kendine ait karışık kullanıma açık plaj, bayanlara özel korunaklı açık yüzme havuzu ve bazı odalarında jakuzi sunan alkolsüz bir oteldir. Tam pansiyon seçeneği ile konaklayabileceğiniz tesisin alkolsüz restoranı tamamen helal yiyeceklerden oluşan menüsü ile 3 öğün açık büfe olarak hizmet vermektedir.

Ivy Sailing Resort

Ayvalık denince akla ilk gelen şeylerden biri de toplamda 22 küçük adadan oluşan Ayvalık adalarıdır. Bu adaların en büyüğü ve en meşhuru Cunda Adası olarak da bilinen Alibey Adası’dır. Ege'nin diğer adaları Bozcaada ve Gökçeada kadar popüler bir tatil merkezi olan Cunda Adası, deniz üzerinde dolgu yapılarak oluşturulan yol sayesinde 20 dakikalık araç yolculuğuyla ulaşılabilir hale getirilmiştir. Tarihi Cunda Yel Değirmeni, 1873 yılında yapılan ve Taksiyarhis Kilisesi olarak da bilinen Rahmi Koç Müzesi, adanın en ünlü Rum konaklarından Despot’un Evi, güneş ışınlarının açısına göre saatin kaç olduğunu anlayabileceğiniz Anelemmatik Güneş Saati ve yerli üretim taze Ege otlarını bulabileceğiniz Cunda Pazarı adanın turistik cazibe merkezleri arasında yer alıyor.

Ayvalık merkezinde yapacağınız gezide ise, 1800’lü yıllarda kilise olarak inşa edilen ancak 1928 yılında mübadeleden sonra camiye dönüştürülen ünlü Saatli Camii’yi kesinlikle görmelisiniz. Kilisenin eski çanının saat kulesine dönüştürülmesi halkın buraya Saatli Camii adını vermesine yol açmıştır. Ayvalık’ın manzarası ile en meşhur tepesi ise Şeytan Sofrası’dır. Güneşin denize doğru batışını izleyip fotoğraf çekmek için burası muhteşem bir nokta.

Ayvalık’a gelmişken ismi ile müsemma Ayvalık tostu ve damla sakızlı dondurma ile sunulan lor kurabiyesi yemeyi sakın ihmal etmeyin.

Artık Ayvalık’a veda edip Foça’ya doğru yola çıkabilirsiniz.

İZMİR

Türkiye’nin en önemli tatil destinasyonlarından biri olan İzmir, hem şehir merkezi, hem sahil beldeleri ile misafirlerine hep unutulmaz tatil deneyimleri sunan bir şehir olmuştur. Festivalleri, sıcak ve samimi atmosferi, doğal güzellikleri ve muhteşem tesisleri Ege’deki yol seyahatinizi renklendirecektir.

Ayvalık’tan çıktıktan sonra D550/E87 karayolu üzerinden ilerleyin, 107 kilometre ileride Bahçelievler Mevki Yoluna dönün. 23 kilometre devam ettikten sonra kendinizi sıcacık bir Ege kenti olan Foça’da bulacaksınız.

Foça

Eski Foça ve Yeni Foça olarak ikiye ayrılan kentin geçirdiğiniz her dakika sizi büyüleyen ve kendine aşık eden muhteşem bir atmosferi var. Otantik taş sokakları ve nostaljik evleri adeta zaman durmuş gibi hissettirecek ve içinizi huzurla dolduracak. Citta Slow yani Sakin Şehir ünvanını almaya hak kazanan kentte hayat telaşelerinden ve karmaşadan uzak kalacaksınız.

Taş evleri ve dar sokakları ile kartpostal güzelliğinde manzaralar sunan bölge Eski Foça olarak biliniyor. Kentin bu kısmı daha çok turistik tesislerle ve otantik atmosferi ile meşhur. Bizanslılar tarafından 11. yüzyılda yapıldığı düşünülen Beşkapılar Kalesi, diğer adıyla Foça Kalesi, 15. Yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu tarafından kale surları ve kuleler eklenmesi ile günümüzdeki haline gelmiştir. Şimdilerde kalenin bir bölümü açık hava tiyatrosu, sergi, etkinlik gibi faaliyetler için kullanılıyor. Eski Foça Limanı ve Slow Food yani fast food yeme kültürünün aksine organik ve sağlıklı yiyeceklerin tercih edilmesi akımının resmi bir üyesi olan Yeryüzü Pazarı’nı ziyaret etmeyi de unutmayın. Daha çok yazlıkların ve binaların bulunduğu bölgeye ise Yeni Foça adı veriliyor. Eski Foça ve Yeni Foça arasında denize girebileceğiniz tenha koylar bulmak da oldukça mümkün.

Foça Kalesi

Foça’dan İzmir şehir merkezine doğru gitmek için Foça - İzmir karayolunu takip edin, 14 kilometre sonra Çiğli - Foça yoluna dönün. 9 Eylül Caddesi istikametinde 4 kilometre devam ettikten sonra D550/E87 karayoluna dönün, 26 kilometre sonra İzmir’e ulaşacaksınız. Foça’dan İzmir’e olan yolculuğunuz 63 kilometre ve yaklaşık 1 saat sürecektir.

İzmir

Ege Bölgesi’nde bir yol seyahatine çıktıysanız yolunuz muhakkak İzmir şehir merkezinden geçecektir. Şehir merkezi çok sayıda tarihi yapı ile dolu. İzmir silüetinin en önemli parçası olan Saat Kulesi, coğrafi koşullar sebebi ile birbirine bağlanamayan iki mahalle arasında geçiş oluşturmak için 1900’lerin başında inşa edilen Tarihi Asansör Binası, tasarımı ile halk arasında Zarif Camii olarak da bilinen Konak Yalı Camii, eski İzmir Hayvanat Bahçesi’nin taşındığı 425 dönümlük Doğal Yaşam Parkı ve İzmir’in sayısız müzeleri şehir turunuzda kesinlikle uğramanız gereken noktalardan sadece bazıları.

İzmir Saat Kulesi

İzmir yolculuğunuzda lezzet durağı olarak, Güzelyalı’da alkolsüz bir et ve balık restoranı olan Yunus Emre Sofrası’nı veya Urla’da deniz manzaralı küçük bir işletme olan alkolsüz deniz ürünleri restoranı Dönmez Restaurant’ı tercih edebilirsiniz. İzmir’e gelmişken kokoreç yemeden dönmem diyorsanız şehrin en ünlülerinden Kokoreçci Asım Usta, Bornova şubesinde hizmet veriyor.

İzmir’in en güzel sahil beldesi Çeşme’ye gitmek için, Mustafa Kemal Bulvarı üzerinden O32/E881 karayoluna dönün. 66 kilometre sonra Çeşme’ye varacaksınız.

Çeşme

Çeşme’de turistik açıdan hem tarihi hem de kültürel çok sayıda cazibe merkezi bulunmaktadır. 1508 yılında Yıldırım Bayezid tarafından Venedik saldırılarından korunmak amacıyla yaptırılan Çeşme Kalesi günümüzde çok sayıda festivale de ev sahipliği yapmaktadır. 1874 yılında Alaçatı’da yaşayan Rumlar için bir kilise olarak inşa edilen ve daha sonra camiye dönüştürülen Alaçatı Pazaryeri Camii, taş binası ve göz alıcı dekorasyonu kesinlikle görülmesi gereken noktalardan bir diğeri. Rüzgar sörfüne uygun iklimi ve tarihi atmosferi ile özellikle son yıllarda yerli ve yabancı çok sayıda turistin akın ettiği Alaçatı’da tarihi yel değirmenlerini görmeyi, Arnavut kaldırımlı taş sokaklarında yürüyüş yapmayı ve Alaçatı Çarşısı’nı gezmeyi ihmal etmeyin.

Alaçatı

Çeşme’ye gelmişken kesinlikle yapmanız gereken bir diğer şey de Sakız Adası’na gitmek. Çeşme’den kalkan feribotlarla veya hızlı katamaranlarla Sakız Adası’na gidebilirsiniz. Feribotla adaya 45 dakikada, hızlı katamaranla gitmeyi tercih ederseniz 15-30 dakika arası değişen bir sürede gidebilirsiniz. Üstelik geçişler 0-6 yaş arası için ücretsiz, 7-12 yaş arası çocuklar için %50 indirimli. Feribot seferlerini internet üzerinden kontrol ederek sizin için en uygun fiyatlı olanı tercih edebilirsiniz. Sakız Adası, Yunan adalarından biri olduğu için yeşil pasaport, schengen vizesi veya kapı vizesi göstermeniz gerekmektedir.

Sakız Adası

Sakız Adası oldukça büyük bir ada, bu yüzden eğer gezinizi bir gün daha uzatmak ve adada konaklamak isterseniz Sakız Adası’nda bulunan otellerden birini tercih edebilirsiniz. 11. Yüzyıldan beri ayakta olan Pirgi Köyü, çini desenli evleriyle Boyalı Köy, korsanlardan korunmak amacıyla adeta bir kale yapısı ile inşa edilmiş bir ortaçağ köyü olan Mesta ve daha pek çok otantik yerleşim yeri ile Sakız Adası tarihi bir keşfe çıkmayı vadediyor. Aracınızla veya Sakız'da araç kiralayarak adanın tenha koylarını keşfedebilir ve Ege Denizi’nin keyfini çıkarabilirsiniz.

Çeşme gezinizi sonlandırdıktan sonra bir başka Ege kasabasına doğru yola çıkmaya hazırlanın. D300 üzerinden 35 kilometre ilerleyin ve Ahmet Besim Uyal Cd dönün. 4 kilometre sonra Ovacık Caddesine dönüş yapın ve 7 kilometre ilerledikten sonra sağa İzmir - Seferihisar Yoluna dönüş yapın. 15 kilometre sonra Sığacık/Seferihisar’da olacaksınız. Yolculuğunuz yaklaşık 1 saat sürecektir.

Tıpkı Foça gibi “Sakin Şehir” ünvanını alan bir diğer Ege kenti de Sığacıktır. Kalabalık ve hareketli sahil beldelerinin aksine Sığacık’ta hayat gerçekten de daha sakin ve çok daha organiktir. Alaçatı'nın kalabalık sokaklarından sonra aynı huzuru ve atmosferi bulacağınız Kaleiçi, beldeyi misafirler için oldukça cazip bir hale getiriyor. Kentin antik çağlardan günümüze uzanan tarihi Teos Antik Kenti’nde başlıyor ve Selçuklulardan kalma Sığacık Kalesi ile devam ediyor. Eğer kenti pazar günü ziyaret ediyorsanız, slow food akımının bir üyesi olan Sığacık Üretici Pazarı’nı ziyaret edin ve yerli üreticilerin tamamen organik olarak yetiştirdikleri Ege lezzetlerini tadın.

Sığacık/Seferihisar

Helal özellikli tesis sayısının gün geçtikçe arttığı İzmir'de tamamen korunaklı tesis olanaklarıyla Royal Teos Thermal Resort Clinic & Spa helal bilinçli seyahat severler için muhteşem bir seçenek. Bayanlara özel tamamen korunaklı plaj ve güneşlenme alanının yanı sıra açık ve kapalı havuzlar ve spa merkezi seçenekleri de bulunuyor. Tesiste ayrıca karışık kullanımlı plaj ve açık ve kapalı yüzme havuzları, erkeklere özel spa merkezi ve ailelerin özel kullanım için kiralayabilecekleri spa tesisi de mevcut. Royal Teos Thermal Resort Clinic & Spa'da konaklayarak tesisin helal özellikli olanaklarıyla yol seyahatinizi unutulmaz hale getirin.

Royal Teos Thermal Resort Clinic & Spa

Sığacık gezinizi tamamladıktan sonra Seferihisar Yolu üzerinde devam edin ve Kuşadası - Seferihisar yoluna doğru sola dönüş yapın. 18 kilometre sonra İzmir caddesine devam edin. 30 kilometre sonra Efes-Selçuk’a varacaksınız. 77 kilometrelik bu yolculuğunuz yaklaşık 1 saat 13 dakika sürecektir.

Efes-Selçuk

Dünyanın en büyük açık hava müzesi olarak bilinen Selçuk çok sayıda tarihi esere ev sahipliği yapmaktadır. Bunların arasında en ünlüsü ise içinde dünyanın yedi harikasından eserler de bulunduran Efes Antik Kenti. Ayrıca, 14. yüzyılda Aydınoğulları tarafından yaptırılan İsa Bey Camii, halen ibadete açık 14. yüzyıl eseri Kuba-Kümbet Mescidi ve Anadolu Beylikleri dönemi eseri Kılıçaslan Camii de görülmesi gereken yerlerden bazıları. Ayrıca, Efes sahillerinde rüzgar sörfü, kano ve diğer su sporlarını yapabilir ve jeep, ATV ve at safarilerine katılabilirsiniz. Efes seyahatinizi tamamladıktan sonra Kuşadası’na doğru gitmek için yola çıkmaya hazırlanın.

Efes Antik Kenti

Selçuk’un muhteşem güzellikteki Pamucak Sahilinde bulunan Hedef Beyt Otel, bayanlara özel ve erkeklere özel olarak hizmet toplamda 4 adet açık ve kapalı yüzme havuzu sunmaktadır. İçerisinde hamam, sauna, buhar odaları, cilt bakım merkezleri bulunan spa merkezleri kadınlara ve erkeklere ayrı alanlarda hizmet vermektedir ve tamamen korunaklıdır. Çocuk havuzları, gündüz ve gece eğlence gösterileri, mini club ve spor tesisleri ile Hedef Beyt, ailece tatile çıkanlar için muhteşem bir alkolsüz tatil köyüdür.

Hedef Beyt Hotel

Efes gezinizin ardından Kuşadası'na gitmek üzere yola çıkın.

Kuşadası

D515 karayolu üzerinden 19 kilometre devam edin, 23 dakika sonra Kuşadası’na varacaksınız. Doğal manzaraları ile büyüleyici bir güzelliğe sahip olan Kuşadası, milattan önce 4.000 yılına kadar izi sürülebilen bir yerleşim yeridir. Akdenizden Karadenize kadar bölgede bulunan tüm bitki türlerinin doğal ortamlarında bir arada bulunduğu Dilek Yarımadası Milli Parkı, sonradan deniz doldurularak yarımada haline getirilmiş Güvercinada, 6.000 yıllık tarihi ile Kadıkalesi Antik Kenti ve 1617 yılında inşa edilen Kaleiçi Camii, Kervansarayı ve Hamamı, Kuşadası ziyaretinizde görmeniz gereken önemli yerler arasında bulunuyor.

Kuşadası ziyaretinizden sonra Bodrum’a doğru yola çıkmaya hazırlanın. D515 üzerinde 23 kilometre devam edin ve D525 - Milas - Söke Yoluna dönün. D525 üzerinde 45 kilometre ilerledikten sonra mola vermek ve muhteşem bir doğal güzelliğe şahit olmak için Bafa Gölü’nde durun. Üzerinde Hayaletada, İkizada ve Menet Adası gibi küçük adalar bulunan ve kıyısında antik kentlere rastlayabileceğiniz Bafa Gölü’nün etrafında çok sayıda kafe ve restoran bulunuyor. Zeytinyağlı Ege lezzetleri, ızgara çeşitleri ve atıştırmalıklar tadabilir, göl çevresindeki yürüyüş yolunda turlayabilir veya kahvenizi yudumlarken göl manzarasının keyfini çıkarabilirsiniz.

BODRUM

Molanın ardından, Milas-Söke Yolu/D525 yönünden doğu yönünde 39 kilometre ilerleyin, Milas ilçe merkezine varacaksınız. D330 üzerinden yola devam ederek 49 kilometre ilerleyin, Bodrum’a ulaşacaksınız.

Bodrum tatiliniz için 2020 yılında açılan alkolsüz, beş yıldızlı, alkolsüz bir tatil köyü olan The Oba Otel’i tercih edebilirsiniz. The Oba Otel, bayanlara özel, erkeklere özel ve karışık kullanıma açık olmak üzere plaj alanları, açık ve kapalı yüzme havuzları, aqua parklar, spa merkezleri ve çocuk eğlence tesisleri sunmaktadır.

Oba Hotel Bodrum

Daha uygun fiyatlı bir konaklama arıyorsanız, İnanç Otel Bodrum’u tercih edebilirsiniz. Tesis bayanlara özel plaj alanı, açık ve kapalı yüzme havuzu, aqua park ve spa merkezi sunmaktadır.

Bodrum seyahatinizde kesinlikle görmeniz gereken yer arasında 15. Yüzyılda St. Jean Şövalyeleri tarafından yaptırılan Bodrum Kalesi, 1800'lü yıllarda Bodrum’un rüzgarlı tepelerine inşa edilen tarihi Yel Değirmenleri, ve Myndos, Iasos ve Pedasa antik kentleri bulunuyor. Ayrıca, günübirlik tekne turlarına katılarak Bodrum koylarını keşfedebilir veya feribotla Datça’ya günübirlik bir gezi düzenleyebilirsiniz. Gümbet, Bitez, Turgutreis, Gümüşlük ve Yalıkavak’ta profesyonel dalgıçlar eşliğinde tüple dalış yapmayı deneyebilir ve yelken, rüzgar sörfü ve kano gibi su sporları yapabilirsiniz.

Bodrum’da alkolsüz restoran sayısı sınırlı gibi görünse de birbirinden lezzetli yemekler yiyebileceğiniz çok sayıda restoran ve kafe bulunuyor. Alkolsüz Bitez Köy Mantıcısı mantı çeşitlerinin yanı sıra, çiğ börek, gözleme ve kaşık helvası da servis ediyor. Çarşı mahallesinde bulunan Şirin Sebzeli Döner, Gümbet’te bulunan pide, kebap ve dürüm gibi yemek seçenekleri sunan Eskiköy Restoran ve Ciğerciim Gümbet tercih edebileceğiniz alkolsüz restoranlar arasında yer alıyor.

Edirne'den başlayan ve batı kıyıları boyunca muhteşem sahil beldelerine uğrayan bu unutulmaz yol seyahatinizi Bodrum’da sonlandırıyoruz. D330 üzerinden 36 kilometre kuzeye giderek Bodrum - Milas Havaalanı’na gidebilirsiniz. Kiraladığınız aracınızı Bodrum araç kiralama firmasının Bodrum merkezdeki şubesine veya Milas Havaalanı’na bırakabilirsiniz.