Bu yaz Türkiye’ye yol gezisine çıkacaksanız unutulmaz maceralara dalacağınız bir yolculuk yapmaya ne dersiniz? Çıkacağınız geziyi en güzel şekilde geçirebilmeniz için sizlere üç farklı rota önerisinde bulunuyoruz. Avrupalı Türklerin “Sıla Yolu” olarak adlandırdığı güzergahta sıradan bir yolculuktan daha fazlasını bulacak, ailenize ve köklerinize uzanan rotada ilerledikçe duygu dolu anlar yaşayacaksınız. Her bir durak noktasında durup bir gece konaklayabileceğiniz gibi birkaç saat orayı keşfettikten sonra yolunuza devam etmeyi de seçebilirsiniz. Bu, rota boyunca sizi karşılayan zengin kültürü ve Osmanlı İmparatorluğu’ndan kalan izleri bile keşfedebileceğiniz harika bir gezi olacaktır.

Sizlere Almanya’da başlayan ve Çek Cumhuriyeti, Avusturya, Macaristan, Sırbistan ve Bulgaristan’dan (toplam beş ülke) geçerek Türkiye’ye ulaşabileceğiniz en kısa rotamızı sunuyoruz. Bu yolculuğa çıktığınızda Avrupa’nın en güzel şehirlerinden bazılarının kültürünü ve tarihini keşfedecek, Orta ve Doğu Avrupa’nın otantik atmosferini deneyimleme şansını bulacaksınız.

Avrupa’nın başka bir yerinden yola çıksanız bile Türkiye’ye giderken muhtemelen Almanya’nın bir bölgesinden geçersiniz. Bu rota Ren-Vestfalya’nın güzel metropolü Köln’den başlayıp tarihi bir şehir olan Edirne’de sona ermektedir. Eğer vaktiniz bolsa, Balkanları daha fazla gezme fırsatı bulacağınız, güzel manzaralarıyla öne çıkan rotamızı ve keyifli güney rotamızı tercih edebilirsiniz. Hepinize iyi tatiller!

Her bir durağın sonunda konaklayabileceğiniz yerlerle ilgili önerilerimiz yer almaktadır.

Güzergah:

  1. Köln → Dresden - 571 km, 6 sa 13 dk
  2. Dresden → Prag - 149 km, 1 sa 45 dk
  3. Prag → Viyana - 292 km, 3 sa 34 dk
  4. Viyana → Budapeşte - 243 km, 2 sa 30 dk
  5. Budapeşte → Belgrad - 379 km, 3 sa 51 dk
  6. Belgrad → Niş - 237 km, 2 sa 34 dk
  7. Niş → Sofya - 159 km, 2 sa 23 dk
  8. Sofya → Filibe - 145 km - 1 sa 45 dk
  9. Filibe → Edirne 180 km - 2 sa 15 dk

Köln

Yolculuğunuza batının güzel şehri Köln’den başlayın. Almanya'nın Ren-Vestfalya eyaletinin en büyük şehri olan Köln hemen hemen her köşede bulunan neo-gotik mimarisiyle tanınmaktadır. Aynı zamanda Almanya'nın en kalabalık dördüncü şehri olan Köln Orta Çağ'da ve Rönesans döneminde Avrupa'nın en büyük şehirlerinden biriydi.

Köln

Gezi sırasında mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri Almanya'nın en büyük camisi olan Köln Merkez Camii'dir. 2017 yılında açılan otel modern ve zarif bir tasarıma sahiptir. 1.200 kişiye kadar alabilen cami ibadete açıktır ve düzenli olarak yapılan ibadetler için kapılarını inananlara açmaktadır.

Köln Merkez Camii

Köln'ün en ünlü simgelerinden biri Köln Katedrali'dir. Gotik tarzdaki bu yapı dünya üzerindeki en büyük katedrallerden biridir. Ziyaretçiler çarpıcı mimarisi ve karmaşık vitray pencereleri ile tanınan katedralin en üst noktasına tırmanarak şehrin muhteşem manzarasının keyfini sürebilirler.

Bir diğer popüler cazibe merkezi Hohenzollern Köprüsü'dür. Bu tarihi köprü Ren Nehri'nin iki yakasını birbirine bağlamaktadır. Sanat ve tarihle ilgilenenler ise mutlaka Ludwig Müzesi'ne gitmelidir. Müzede Picasso, Warhol ve Lichtenstein'ın eserleri de dahil olmak üzere etkileyici bir modern ve çağdaş sanat koleksiyonu vardır. Roma-Germen Müzesi şehrin Roma döneminden Orta Çağ'a kadar uzanan dönemdeki tarihini gözler önüne seren bir diğer popüler müzedir.

Köln renkli binalar, kafeler ve restoranlarla çevrili dar sokakları olan büyüleyici eski kent bölgesi ile de bilinmektedir. Alter Markt tarihi binaları ve canlı pazarı ile tanınan eski kentte popüler bir meydandır.

Köln'de harika bir otelde bir gece konaklayın.

Köln'den sonra, ülkenin diğer tarafına, yaklaşık 571 km mesafe uzaklıkta bulunan Dresden'e gitme zamanı gelmiştir. Yol 6 saat 10 dakika sürmektedir.

Dresden

Doğu Almanya'da bulunan Dresden çarpıcı mimarisi, zengin tarihi ve kültürel cazibe merkezleriyle tanınan güzel bir şehirdir. Ülkenin güneydoğu bölgesinde ve Çek Cumhuriyeti sınırına sadece 30 km uzaklıkta yer alan şehir, ünlü simge yapılardan güzel parklara kadar birçok bölgesinde muhteşem manzaralar sunmaktadır. Dresden II. Dünya Savaşı sırasında bir gecede 25.000 kişinin öldürüldüğü ve Dresden Bombardımanı olarak da bilinen müttefik bombalamaları ile tamamen yok edilmiştir. Bugün Dresden Almanya'dan ve dünyanın dört bir yanından gelen turistler arasında popüler olan ve gelişen bir şehirdir. Burada Orta Doğu ve Asya mutfağına özel yemeklerin servis edildiği çeşitli helal restoranların yanı sıra helal et ve farklı yiyeceklerin satıldığı pazarlar da bulunmaktadır.

Dresden

Dresden'in simge yapılarından biri Zwinger Sarayı'dır. Barok üslubundaki bu saray 18. yüzyılda inşa edilmiştir ve içinde güzel bahçeler, çeşmeler ve heykeller vardır. Bir diğer ünlü simge yapı II. Dünya Savaşı sırasında yıkılan ve daha sonra yeniden inşa edilen güzel bir kilise olan Frauenkirche'dir. Kilise bugün güzel kubbesi ve etkileyici orgu ile tanınmaktadır. Dresden Kraliyet Sarayı'ndaki Türk Odası 1614 yılında kurulmuştur ve bugün Türkiye dışındaki en önemli Osmanlı sanatı koleksiyonlarından biridir. Aynı zamanda Osmanlı İmparatorluğu'ndan kalan, dünyanın en büyük koleksiyonlarından birine ev sahipliği yapmaktadır. Sanatseverler önde gelen resim galerilerinden biri olan Gemäldegalerie Alte Meister'i mutlaka görmelidir. Galeride 15. yüzyıldan 18. yüzyıla kadarki dönemden günümüze ulaşan, dünyanın en kapsamlı Avrupa sanat koleksiyonlarından biri sergilenmektedir.

Dresden'de bulunan Yeşil Kubbe çarpıcı hazineler ve mücevherlerden oluşan muhteşem bir koleksiyonun olduğu başka bir sanat müzesidir. Prensler Alayı Wettin Hanedanı’ndan düklerin, kralların ve seçmenlerin resmedildiği 102 metre uzunluğunda bir duvardır. 1870 yılında yapılan duvarda 25.000 Meissen porseleni kullanılmıştır.

Prensler Alayı

Müslüman gezginler açısından Dresden'in en önemli simgelerinden biri şehirde Müslümanların ibadet edebilmesi için inşa edilen ilk cami olan Fatih Camii'dir. Osmanlı’ya özgü mimari üslupta inşa edilen bu güzel cami 2008 yılında tamamlanmıştır. Bugün ibadete açık olan camide düzenli olarak tüm ziyaretçilerinin katılabildiği İslamî ve kültürel etkinlikler gerçekleştirilmektedir.

Ayrıca Dresden'de, ziyaretçileri gezdiren şirin küçük bir trenin ve bir botanik bahçesinin olduğu büyük Großer Garten Bahçesi de dahil olmak üzere birbirinden güzel parklar vardır. Bir diğer popüler park ise içinde saray, Çin bahçesi ve Japon bahçesinin bulunduğu güzel bir bahçe kompleksi olan Pillnitz Sarayı ve Parkı'dır.

Dresden gezinizi Elbe nehri kıyısında bulunan ve "Avrupa'nın Balkonu” olarak bilinen Brühl Terası'nda bir yürüyüşe çıkarak tamamlayabilirsiniz.

Brühl's Terası kıyısındaki tarihi mimari yapılar

Dresden'de birinci sınıf bir otelde konaklayın.

Dresden'in ardından Almanya'dan ayrılıp Çek Cumhuriyeti'ne gitme zamanı gelmiş demektir. Prag'a yolculuk 1 saat 45 dakika sürmektedir.

Prag

Yolculuğunuzun hiç şüphesiz en önemli noktalarından biri olacak Prag harika tarihi ve kültürel cazibe merkezleri ile beğeni toplayan bir şehirdir. Gerek çarpıcı mimari dokusu, gerekse büyüleyici eski kent bölgesi ve canlı kültürel atmosferi ile göz dolduran Prag'da keşfedilecek birçok cazibe merkezi vardır.

Prag

Prag'ın öne çıkan simgelerinden biri Charles Köprüsü'dür. Vltava Nehri üzerindeki bu tarihî köprü muhteşem şehir manzarasının yanı sıra meşhur Nepomuklu Aziz John heykeli de dahil olmak üzere birçok heykeli ile ünlüdür.

Bir başka turistik adres birkaç sarayın ve bahçenin bulunduğu devasa bir kompleks olan Prag Kalesi'dir. Mutlaka görülmesi gereken bir diğer yer Ulusal Müze'dir. Müze antik eserler, Orta Çağ sanatı ve modern Çek sanatı da dahil olmak üzere etkileyici bir Çek tarihi ve sanatı koleksiyonuna ev sahipliği yapmaktadır. Çek Cumhuriyeti'ndeki dekoratif sanatların tarihini ve gelişimini gösteren Dekoratif Sanatlar Müzesi de popüler bir müzedir.

Prag Eski Kent bölgesi ve meşhur Prag kalesi

Prag'ın barok üslubundaki renkli binaları ve bunlara ev sahipliği yapan dar sokakları, kafeleri ve restoranları ile öne çıkan büyüleyici eski kent bölgesi de yaygın olarak bilinmektedir. Eski Kent Meydanı tarihi binaları, canlı pazarı ve her saat başında gerçekleştirilen gösterisiyle beğeni toplayan Orta Çağ'dan kalma meşhur Astronomik Saati ile popülerdir.

Ayrıca şehir genelinde çoğu helal standartlara uygun olan ve geleneksel Çek yemekleri sunan helal restoran ve kafeler bulmak mümkündür. Günlük ibadete açık olan Prag İslam Merkezi şehrin en büyük camisidir ve Müslümanlara çeşitli hizmetler sunmaktadır.

Prag bu tarihî ve kültürel cazibe adreslerinin yanı sıra ziyaretçilerine şehrin doğal güzelliğinin tadını çıkarma ve rahatlama şansı sunan Kampa Parkı ve Letna Parkı gibi güzel park ve bahçelerle de ünlüdür.

Prag'da harika bir otelde konaklayın.

Prag'dan ayrıldıktan sonra Avusturya'nın başkenti Viyana'ya doğru yola koyulabilirsiniz. 292 kilometrelik yol yaklaşık 3 saat 30 dakika sürmektedir.

Viyana

Zengin bir kültürel mirasa sahip olan Viyana'da Müslüman ziyaretçilerin ilgisini çekecek çeşitli cazibe merkezleri vardır. Şehirde helal restoranlar, ibadethaneler ve tarihî yerler de dahil olmak üzere Müslüman gezginlerin ihtiyaçlarını karşılayacak türden bir dizi etkinlik ve mekan vardır.

Viyana

Viyana'nın simge yapılarından biri Schönbrunn Sarayı'dır. Habsburg Hanedanı'nın yazlığı olan bu çarpıcı sarayda güzel bahçeler ve bir labirent vardır. Ziyaretçiler ayrıca sarayın restoranı olan Café Residenz'de helal yemeklerin tadını çıkarabilirler.

Schönbrunn Sarayı

Belvedere Avusturya'nın Viyana kentinde bulunan, Barok üslubunda inşa edilmiş iki saray ve birbirinden güzel bahçelerden oluşan tarihi bir komplekstir. Ünlü ressam Klimt'in eserleri de dahil olmak üzere etkileyici bir sanat koleksiyonunun da bulunduğu Belvedere’de şehrin nefes kesen manzaralarına şahitlik edebilirsiniz. Hofburg Habsburg Hanedanı'nın ikametgahı olarak kullanılmış olan muhteşem bir saraydır. Günümüzde burası Avusturya Cumhurbaşkanı'nın resmî ikametgâhıdır ve bünyesinde İmparatorluk Daireleri ve Sisi Müzesi de dahil olmak üzere birçok müze vardır.

Mimarisinin yanı sıra olağanüstü opera ve bale gösterileri ile meşhur olan Viyana Devlet Operası tüm dünyada bilinen bir opera binasıdır. 1869'daki açılışından bu yana bir kültür merkezi olan opera binası Viyana sanatının ve kültürünün önemli bir sembolü olmaya devam etmektedir. 450 yılı aşkın bir süredir gerçekleştirilen gösterilere ev sahipliği yapan İspanyol Binicilik Okulu at terbiyesi ile bilinen ünlü bir kurumdur. Ünlü Lipizzaner atlarının bulunduğu tesiste binici ve at arasındaki uyumu gözler önüne seren büyüleyici performanslar gerçekleştirilmektedir. Okulun ilgi toplayan gelenekleri ve sergilenen binicilik becerileri dünyanın dört bir yanından gelen izleyicileri büyülemeye devam etmektedir.

Müslüman ziyaretçiler arasında popüler olan bir başka adres Naschmarkt'tır. Günün her vaktinde hareketli olan pazarda Orta Doğu ve Türk yemekleri de dahil olmak üzere çeşitli helal yiyecekler satılmaktadır.

Viyana'da birçok cami vardır. Viyana İslam Merkezi bunların en büyüklerindendir ve gün içindeki beş vakit namaz ve cuma namazlarında Müslümanların kullanımına açıktır. Ayrıca burada Kuran dersleri de verilmektedir. Şehirdeki İslamî mirası keşfetmek için Viyana Müslüman Mezarlığı'nı mutlaka ziyaret etmelisiniz.

Viyana İslam Merkezi

Ayrıca Viyana'da, Hofburg Sarayı'nda İslam sanatı ve kültürünün örneklerinin sergilendiği İslam Sanatı Müzesi gibi Müslüman ziyaretçilerin ilgisini çekecek çeşitli müzeler ve tarihi yerler vardır.

Viyana'ya özgü kafelerden birine mutlaka gitmeli ve Avusturya'ya özgü melanj kahvesinin yanında çikolatalı pandispanya, kayısı reçeli ve eritilmiş çikolata ile yapılan Avusturya'nın en ünlü tatlısı olan klasik Sachertorteyi denemelisiniz. Melanj kahvesi sütün buharda ısıtılması ile yapılan ve üzerine biraz köpük konulan bir espresso türüdür. Kapuçinoya benzese de daha hafif sertlikte kahve ve daha fazla su ile yapılmaktadır. Arkadaşlarınıza ve akrabalarınıza hediye olarak, antep fıstığı, badem ezmesi ve bitter çikolata kaplı koz helva ile yapılan küçük, yuvarlak şekerlemeler olan Mozartkugelnden satın alabilirsiniz.

Viyana'ya özgü Melanj kahvesi ile Sachertorte 

Mutlaka Viyana'ya özgü bir otelde kalmalısınız.

Viyana'yı gördükten sonra 2 saat 30 dakika gibi kısa bir sürüş mesafesinde bulunan Budapeşte'ye (Macaristan) geçebilirsiniz.

Budapeşte

Macaristan'ın başkenti Budapeşte dünyanın en güzel şehirlerinden biridir. Çarpıcı mimarisi, zengin tarihi ve şifalı suları ile bilinen kent ziyaretçilerine çeşitli etkinlikler ve cazibe merkezleri sunmaktadır.

Budapeşte

Budapeşte'yi simgeleyen önde gelen yerlerden biri Buda Kalesi'dir. Tuna Nehri'ne bakan bir tepede yer alan bu muhteşem kale ziyaretçilerine şehrin nefes kesen manzaralarını sunmaktadır. Ziyaretçiler aynı zamanda kalenin restoranı Café Catamara'da helal yemeklerin tadını çıkarabilmektedir.

Şehir Budapeşte'deki en büyük camilerden biri olan Kasım Paşa Camii de dahil olmak üzere birçok camiye ev sahipliği yapmaktadır. Budapeşte İslam Kültür Merkezi ibadet edebileceğiniz başka bir camidir.

Budapeşte'de helal yiyecek bulabileceğiniz farklı alternatifler vardır. Karavan Sokak Yemekleri kebaptan falafele kadar çeşitli helal yiyecek seçenekleri sunan popüler bir mekandır. Büyük Çarşı çeşitli taze ürünlerin, etlerin ve baharatların satıldığı ve helal yiyecekleri ile ünlü bir çarşıdır.

Büyük Budapeşte Çarşısı

Budapeşte, Macaristan'ın Nazi ve Sovyet rejimleri dönemini günümüze taşıyan Terör Evi Müzesi gibi çeşitli müzelere ve tarihî yerlere ev sahipliği yaparken Macaristan Ulusal Müzesi ziyaretçilerini ülkenin zengin tarihi ile tanıştırmaktadır.

Budapeşte'de bir otelde bir gece konaklayın.

Burada birkaç gün kaldıktan sonra, Sırbistan'ın başkenti Belgrad'a doğru yola çıkmanın zamanı gelmiş demektir. Yol arabayla 3 saat 51 dakika sürmektedir.

Belgrad

Belgrad Müslüman gezginlere çarpıcı kalesi, çeşitlilik içeren mutfağı, zengin tarihi ve ibadet mekanları gibi birbirinden güzel turistik mekanlar ve unutulmaz deneyimler sunan bir şehirdir. Büyüleyici mimarisi, canlı pazarları ve tarihî mekanları ile beğeni toplayan şehir eski ve yeniyi harika bir şekilde harmanlamaktadır.

Belgrad

Belgrad'ın en bilinen yerlerinden biri Kalemegdan Kalesi'dir. İsmi kale ve meydan kelimelerinin bir araya gelmesiyle oluşturulan kale Tuna ve Sava nehirlerinin birleştiği noktada yer aldığı için muhteşem bir şehir manzarası sunmaktadır. Belgrat’ta 1521 ile 1867 yılları arasında hüküm süren Osmanlı İmparatorluğu bu meydanı eğitim, teftiş ve toplanma yeri olarak kullanmıştır. Ziyaretçiler kalenin restoranı Kalemegdanska Terasa'da helal yemeklerin tadını çıkarabilirler. Visnjiceva ve Brace Jugovica caddelerinin kesiştiği noktada bulunan Kalemegdan Parkı'ndaki Sadrazam Damat Ali Paşa'nın mezarını ve Derviş Seyh Mustafa'nın Visnjiceva ve Brace Jugovica caddelerinin köşesinde yer alan, 18. yüzyıldan kalma mezarını mutlaka ziyaret edin.

Kalemegdan Kalesi

Ayrıca Balkanlardaki ilk topçu müstahkem kale olan Ram Kalesi'ni ziyaret edin. Tuna Nehri’nin kıyısında bulunan kale Sultan II. Bayezid’in emriyle 1483 yılında yapılmıştır. Tuna üzerinde muhteşem güneş batışı manzaraları sunan kale farklı krallıklara stratejik bir savunma noktası görevi görmüştür. Kalenin heybetli duvarları, ihtişamlı kuleleri ve görkemli kapıları ile ziyaretçilerinin beğenisini toplamaktadır. Yağlı tabloları andıran ferah ortamı ve zengin tarihi ile büyüleyen şehirde surları görebilir, panoramik manzaralara hayran kalabilir ve bu görkemli kaleyle ilgili efsane ve hikayeleri keşfedebilirsiniz.

Belgrad en eski camilerden biri olan Bayraklı Camii de dahil olmak üzere birçok camiye ev sahipliği yapmaktadır. Sırbistan İslam Cemaati'nde namaz kılabileceğiniz bir cami vardır.

Belgrad'da birbirinden lezzetli helal yemek seçenekleri mevcuttur. Yeşil Çarşı taze ürünlerin ve helal etlerin satıldığı popüler bir çarşıdır. Skadarlija Caddesi ise geleneksel Sırp mutfağından farklı tatların ve helal alternatiflerin olduğu çeşitlilik içeren mekanlarıyla tanınmaktadır.

Belgrad'da mutlaka ziyaret edilmesi gereken müzeler arasında ünlü mucidin hayatını ve eserlerini sergileyen Nikola Tesla Müzesi ve Yugoslavya'nın tarihi ve kültürü hakkında fikir veren Yugoslav Tarihi Müzesi vardır.

Mutlaka Belgrad'daki otellerimizden birinde konaklayın.

Yalnızca 2 saat 34 dakikalık kısa bir mesafede bulunan Niş şehrine giderek Sırbistan'ı daha fazla keşfetmenin zamanı gelmiştir.

Niş

Zengin kültürel mirasıyla beğeni toplayan Niş şehri özellikle çarpıcı mimarisi, antik kalıntıları ve doğal güzellikleri ile bilinmektedir. Şehrin önde gelen simgelerinden biri 18. yüzyıldan kalma bir Orta Çağ kalesi olan Niş Kalesi'dir. Ziyaretçiler bir yandan kalenin tarihini öğrenirken bir yandan da nefes kesen şehir ve nehir manzarasının keyfini çıkarabilirler.

Niş

Ayrıca bölgede çeşitli helal yemeklerin servis edildiği Red Pepper Restoranı da dahil olmak üzere çeşitli helal restoranlar vardır.

Niş'te en büyük cami olan Eyüp Sultan Camii de dahil olmak üzere birçok cami vardır. Güzel bir şekilde korunarak, 16. yüzyıldan günümüze kadar ayakta kalmayı başaran Bali Bey Camii Osmanlı dönemi dinî mimarisinin en önemli örneğidir. Tek bir cephede farklı duvar stillerinin harmanlandığı caminin restorasyonunun ardından cami yerel sanatçıların kullanabilmesi için yeniden bir sanat galerisi olarak hizmet verecek şekilde tasarlanmıştır. Ayrıca caminin iç kısmının çoğu boyalı olmasına rağmen, orijinal taş duvarın küçük bir kısmının boyasız olduğu görülmektedir.

Bali Bey Camii

Niška Banja Spa bölgenin doğal güzelliklerini keşfetmek isteyenlerin sıklıkla tercih ettiği adreslerden biridir. Çeşitli terapilerin sunulduğu bu spa şifalı sularıyla tanınmaktadır.

Ayrıca Niş'te Müslüman ziyaretçilerin ilgisini çekecek çeşitli müzeler ve tarihi mekanlar bulunmaktadır. Niş Ulusal Müzesi'nde şehrin tarihî ve kültürel zenginliğini keşfedebilir, Kafatası Kulesi'nde ise 19. yüzyılda gerçekleşen bir savaşın kurbanlarının hatırasına şahitlik edebilirsiniz.

Niş'teki seçkin otellerimizden birinde konaklayın.

Sonrasında Doğu Avrupa'ya ilerleyerek 2 saat 23 dakikalık bir mesafede bulunan, Bulgaristan'ın güzel başkenti Sofya'ya gitmek üzere yola koyulabilirsiniz.

Sofya

Bir sonraki durağımız muhteşem mimarisi, zengin tarihi ve güzel camileriyle tanınan güzel Sofya şehridir. 1382'de Osmanlı egemenliğine giren ve o dönem Osmanlı Devleti vatandaşlarının da çok beğendiği Sofya özellikle Osmanlı tarihine ilgi duyanlar için ilgi çekicidir. Osmanlı İmparatorluğu bu topraklardan çekildiğinde geride 32 cami, 8 medrese ve mescitler de dahil olmak üzere toplam 170 eser bırakmıştır.

Sofya

Sofya'nın önde gelen turistik adreslerinden biri Aleksandr Nevski Katedrali'dir. Bu güzel katedral Bulgaristan'daki en büyük katedraldir ve ülkenin Ortodoks Hıristiyan mirasının önemli bir sembolüdür.

Şehirde ayrıca sadece en eski cami değil, aynı zamanda ibadete açık tek cami olan Kadı Seyfullah Efendi Camii de dahil olmak üzere birçok cami bulunmaktadır. Caminin yanında 16. yüzyılda inşa edilen bir hamamın kalıntıları vardır. Bu nedenle cami, hamam anlamına gelen "Banyabaşı" Camii olarak da bilinmektedir. Cuma namazını kılmak için Banyabaşı Camii'ne gelen Müslümanların sayısı bine ulaşmaktadır. Beş vakit namaz için ibadete açılan Sofya İslam Merkezi'nde de bir cami vardır ve camide Kuran dersleri verilmektedir.

Kadı Seyfullah Efendi Camii (Banyabaşı Camii)

Sofya'nın tam merkezinde yer alan ve Osmanlı döneminden kalan önemli bir anıt ise Mahmutpaşa Camii'dir. Caminin yapımına Fatih Sultan Mehmet'in sadrazamı ve Rumeli valisi olan Mahmut Paşa döneminde başlanmış ve cami 1494 yılında tamamlanmıştır. Osmanlı döneminin en büyük camisi olan Mahmut Paşa Camii halk arasında “Ulu Cami” olarak biliniyordu. Medrese, su sarnıcı ve çeşmeleri ile birlikte bir külliye olarak inşa edilen cami günümüzde müze olarak faaliyet göstermektedir.

Derviş ya da Sûfî Mehmet Paşa Camii Osmanlı hakimiyetinin ardından Sofya'da beş asır boyunca ayakta kalmayı başaran üç camiden biridir. Kara Cami olarak da bilinen cami 16 medreseli bir külliye olarak inşa edilmiş, cephanelik ve hapishane olarak kullanılmıştır. Kara Cami adını minaresinin koyu renkli granitinden almaktadır. Kara Cami 1903'ten bu yana kilise olarak faaliyet göstermektedir ve adı Sveti Sedmochislenitsi Kilisesi'dir ("Yedi Azizler Kilisesi").

Sofya da aynı zamanda birbirinden leziz helal yemek seçenekleri vardır: Misafirlerine geleneksel Bulgar yemekleri ve dünya mutfağından farklı lezzetler sunan Konyushnite Restoran helal yemekleri ile popülerdir. Helal lezzetleri ile bilinen bir başka adres olan Merkez Çarşı'da çeşitli taze ürünler, etler ve baharatlar satılmaktadır.

Sofya Ulusal Tarih Müzesi'ne giderek Bulgaristan'ın tarihini ve kültürünü keşfedebileceğiniz gibi Boyana Kilisesi'ni ziyaret ederek çarpıcı Orta Çağ freskleriyle UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan bu güzel kiliseyi gezebilirsiniz.

Sofya'daki en iyi otellerimizden birinde konaklayın.

Sofya'yı ziyaret ettikten sonra, 1 saat 45 dakika mesafede bulunan, Bulgaristan'ın en büyük ikinci şehri Filibe'ye doğru yola çıkabilirsiniz.

Filibe

Bu rotadaki sondan bir önceki durağımız olan Filibe Avrupa'nın bilinen en eski yerleşim birimidir. Şehir günümüzde ev müzesi, galeri ve misafirhane olarak kullanılan, renkli ve tarihi 19. yüzyıl konaklarıyla dolu romantik eski kent bölgesi ile bilinmektedir.

Filibe

Mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri de Cuma Camii'dir. Filibe'nin merkezinde yer alan cami Filibe Osmanlı ordusu tarafından fethedildikten sonra, 1363-1364 yıllarında Sveta Petka Tarnovska Katedral Kilisesi'nin bulunduğu yere inşa edilmiştir. 15. yüzyılda Sultan I. Murad döneminde eski yapı yıkılarak yerine modern cami yapılmıştır. Adına da Ulu Cuma Camii ve Ana Cuma Camii denmiştir. Ayrıca 15. yüzyıldan kalma İmaret Camii ve 1860 yılında inşa edilen Taşköprü Camii'ni de ziyaret edebilirsiniz.

MS 1. yüzyıldan kalma eski bir tiyatro olan Philippopolis Antik Roma Tiyatrosu ve iyi korunmuş bir 2. yüzyıl eseri olan Antik Stadyum da mutlaka görmeniz gereken yerler arasındadır.

Philippopolis Antik Roma Tiyatrosu

Filibe'nin en ünlü simge yapılarından biri Eski Kent bölgesidir. Bu büyüleyici bölgenin iyi korunmuş 19. yüzyıldan kalma evleri, Arnavut kaldırımlı sokakları ve muhteşem mimarisi beğeni toplamaktadır. Konuklar yakındaki Balkan Bites Restoran'da helal yemeklerin tadını çıkarabilirler.

Filibe'de enfes helal yemek seçenekleri sunulmaktadır. Helal yemekleri ile bilinen Shtastlivetsa Restoran'da ise geleneksel Bulgar yemekleri ve dünya mutfağının lezzetli örnekleri servis edilmektedir. Taptaze ürünler, et ve baharat çeşitleriyle Merkez Çarşı helal yiyecek arayanların popüler adreslerinden biridir.

Bir Filibe otelinde konaklayın ve güzelce dinlenin.

Filibe ziyaretinizden sonra, gezi rotanız sizi 2 saat 15 dakikalık bir sürüşün ardından, rotanın son durağı ve Türkiye'nin güzel şehri Edirne'ye götürecektir. Sıla Yolu güzergahını tamamlayıp Türkiye’ye kavuşacağınız bu güzel şehirde bulunan birbirinden güzel yerleri keşfedebilirsiniz.

Edirne

Unutulmaz yolculuğunuzun son noktası olan Edirne tarihiyle ön plana çıkan bir şehirdir. Aynı zamanda Edirne İstanbul'un fethinden önce Osmanlı İmparatorluğu'nun ikinci başkenti olmasıyla da tanınmaktadır. Muhteşem mimarisi, zengin tarihi ve güzel camileriyle tanınan şehirde çok sayıda cazibe merkezi vardır.

Edirne

Edirne'nin en çok bilinen simgelerinden biri Osmanlı mimarisinin en güzel örneklerinden biri olarak kabul edilen, 16. yüzyıldan kalma güzel bir cami olan Selimiye Camii'dir. Sultan II. Selim'in yaptırdığı cami imparatorluğun baş mimarı Mimar Sinan tarafından 80 yaşındayken 1568-1575 yılları arasında yaptırılmıştır. Mimar Sinan'ın “ustalık eserim” dediği Selimiye İslam mimarisinin ve özellikle Osmanlı mimarisinin en başarılı yapılarından biridir.

Selimiye Camii

Şehirde incelikli çini işlemeleri ile tanınan, 14. yüzyıldan kalma Eski Cami de dahil olmak üzere çok sayıda cami vardır. Üç Şerefeli Camii etkileyici üç minaresi ve güzel avlusu ile beğeni toplayan bir diğer popüler camidir.

Edirne'nin birbirinden güzel müzeleri ve tarihi mekanları tarih severlerin ilgisini çekecektir. Edirne Sarayı Osmanlı döneminden günümüze ayakta kalmayı başarmış, iyi korunmuş bir saraydır. Balkan Savaşları Müzesi'nde 20. yüzyılın başlarında meydana gelen Balkan Savaşları dönemi sergilenirken Türk ve İslam Sanatları Müzesi'nde İslamî sanat eserlerinden oluşan bir koleksiyon mevcuttur.

Ayrıca Edirne geleneksel Türk hamamları ile ünlüdür. Osmanlı döneminden kalma hamamların güzel bir örneği olan Sokullu (Üç Şerefeli) Hamamı'nda rahatlatıcı masaj ve terapiler sunulmaktadır.

Edirne şehre özgü bir şekilde kızartılan kuzu ciğeri ve kırmızı soğan salatası ile ünlüdür. Konuklar yakındaki Ciğerci Niyazi Usta ya da Edirne Lahmacun & Pide gibi restoranlarda helal yemeklerin tadını çıkarabilmektedir.

Edirne'de helal özellikli bir otelde konaklayın.

Almanya’dan Türkiye’ye giderken duygularla dolu Sıla Yolu güzergahında ilerlerken daha fazla zaman geçirmek isteyenler için daha uzun iki farklı rota önerimiz de bulunmaktadır: Güzel manzaralarıyla öne çıkan rotamız ve keyifli güney rotamız.

You’ve successfully subscribed to HalalBooking
Welcome back! You’ve successfully signed in.
Great! You’ve successfully signed up.
Your link has expired
Success! Check your email for magic link to sign-in.