Özbekistan'ı Keşfedin: Geçmişe Yapılan Unutulmaz Yolculuk

Özbekistan, diğeri Lichtenstein olmak üzere, kendisi ve komşuları denize kıyısı olmayan dünyadaki sadece iki ülkeden biridir ve zengin bir İslam tarihi ve kültürüne sahiptir. Eski Sovyet Cumhuriyetlerinden olan ülke Buhara, Semerkant ve Hiva gibi eski İpek Yolu'ndaki duraklarıyla tanınmaktadır. İslam'ın yayılması için bir geçit görevi de gören güzergâh üzerindeki konumu nedeniyle medeniyetlerin kaynaştığı bir yer haline gelmiştir.

Geleneksel olarak bu Orta Asya ülkesinde seyahat etmek zor olmuştur. Ancak ülke son yıllarda turistlerin ziyaretini kolaylaştırmak için bir dizi önlem alarak artık ziyaretçilerini rahatlıkla ağırlayabiliyor. Ülkenin birbirinden güzel camileri, medreseleri ve türbeleri geçmişinin en iyi korunmuş örnekleridir. Kültürü, mirası ve doğal güzelliği ile Özbekistan'ın neden seyahat severler arasında popüler olduğunu anlamak hiç de zor değil.

Özbekistan ziyaretinde görülecek ve yapılacak çok şey var!

Erken dönem İslamiyet Etkisi

İslamiyet 8. yüzyılda bölgede yaygınlaşmış, kültürel ve dini anlamda kendine önemli bir yer edinmiştir.

İslam medeniyetinin en eski ve en önemli merkezlerinden biri İmam Buhari'nin 21 Temmuz 810 tarihinde dünyaya geldiği Buhara şehridir. Önde gelen sünni İslam âlimlerden biri olan İmam Buhari, hadisleri kapsamlı bir şekilde toplayan en güvenilir kitaplardan biri olan Sahih-i Buhari derlemesiyle tanınmaktadır.

Özbekistan'ın diğer öne çıkan âlimleri arasında hadis âlimi İmam Tirmizi, herkesçe tanınan Hanefi âlim Ebu Mansur Maturidi, Timur hükümdarı ve gökbilimci Uluğ Bey, hezârfen Harizmi ve Biruni'nin yanı sıra modern tıbbın babası olarak tanınan İbni Sina yer almaktadır. Bu da bölgenin İslamiyet açısından ne kadar zengin olduğunu ve tüm dünyadaki ilim bakımından ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.

İslam Medeniyetinin Altın Çağı

Bölge İslamiyet'in Altın Çağında dünyanın önde gelen bilim, tıp, felsefe ve kültür merkezi haline gelmiştir.

Buhara, Semerkant ve Hiva gibi şehirler bilimin merkezi ve keşiflerin gerçekleştiği şehirler olarak biliniyordu. Özbekistan'ın simge yapılarından biri Semerkant'taki Registan Meydanı'dır. Üç çarpıcı medresenin bulunduğu meydan altın çağında İslamî mimarinin parlaklığını yansıtmaktadır.

İncelikli çini çalışmaları ve görkemli kubbeleriyle bir başka mimari harikası da Semerkant'ta bulunan Bibi Hanım Camii'dir. 15. yüzyılda inşa edilen cami Orta Asya'daki en büyük camilerden biridir ve yaklaşık 10.000 kişi alabilmektedir.

Bibi Hanım Camii

Bu tarihi yerler bölgenin İslamî mirasına tanıklık ettiği gibi ülkenin bu kadar çok Müslüman turisti çekmesinin nedenini de açıklamaktadır.

Sufizm Mirası

Özbekistan'daki İslam tarihi Sufizm ile iç içe geçmiştir. Buhara'da doğan Bahâeddin Nakşibendi en büyük Sufi Sünni tarikatlarından biri olan Nakşibendi tarikatını kurmuştur. Buhara yakınlarında bulunan Bahâeddin türbesi Sufiler için önemli bir yerdir.

Özbekistan'da günümüze kadar korunarak gelen birçok Sufi anıtı ve konağı vardır.

Özbekistan tarihi boyunca farklı İslam mezheplerinin bir arada yaşadığı bir ülke olmuştur, bu da ülkenin farklı köşelerinde İslamiyetin izleri olmasını sağlamıştır.

Mimari harikalar

Özbekistan, Sovyetler Birliği'nden ayrıldıktan bu yana İslam mirasını giderek daha fazla benimsemiştir. Hükümet ülkenin dini, tarihi ve kültürel hazinelerini korumak ve tanıtmak için girişimlerde bulunmuştur.

Özbekistan'daki beş bölge UNESCO'nun Dünya Mirası Listesi'ne dahil edilmiştir. Dört kültürel alan vardır: Buhara'nın Tarihî Merkezi, Içhan Kala, Şehri Sebz'in Tarihi Alanları ve Kültürlerin Kavşağı Semerkant. Ayrıca listede bir doğal sit alanı vardır: Batı Tanrı Dağları. Mevcut yerlere ek olarak Özbekistan'ın UNESCO Dünya Mirası geçici listesinde 30'dan fazla yeri daha vardır.

Dolayısıyla nasıl bir seyahat sever olursanız olun Özbekistan'da herkese hitap eden bir şeyler vardır. Özbekistan eski ve yeninin eşsiz bir karışımını deneyimlemek isteyen herkes için mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir ülkedir.

Özbekistan'ın gözde turistik adresleri

Özbekistan tarih ve inanç konularında bilgilenmek isteyen Müslümanlar için özel bir yerdir. Ziyaretçiler ülkenin zengin geçmişini sergileyen sarayları camileri ve ikonik mimari harikaları keşfedebilirler.

Bazı Müslümanların ölen kişinin ardından anıt ya da türbe inşa etmenin İslamiyet açısından uygun olmadığına inandığını belirtmekte fayda vardır. Özbekistan'da bu tür cazibe merkezlerinden çok vardır. Bu uygulamaların inançlarıyla çeliştiğini düşünen gezginler nereye gideceklerine karar verirken bunu dikkate almalıdır.

Buhara

İpek Yolu üzerinde yer alan Buhara'nın geçmişi 2.000 yıldan fazlaya dayanmaktadır. 10. yüzyıldan 17. yüzyıla kadar iyi korunan Özbekistan Orta Asya'da İslam ülkelerinin iyi örneklerinden biri olarak görülmektedir. Ülkede Orta Çağdan kalma yaklaşık 140 mimari anıt bulunmaktadır ve tarihi merkezi UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndedir.

Poi Kalan: Kalan Camii, Kalan Minaresi ve Mir-i Arap Medresesi'nden oluşan bir külliyedir. 1126'da tamamlanan Poi Kalan denince akla hemen 45.6 metre uzunluğunda ve daire şeklindeki tuğladan bir kule olan ünlü Kalan Minaresi gelmektedir. Farsça'da “Ulu'nun Ayağı” anlamına gelen yapı Buhara'nın silüetinin önde gelen simgelerinden biridir. Savaş ve doğal felakete rağmen bugüne kadar ayakta kalmayı başarmıştır. Savaş zamanlarında savaşçılar minareyi düşmanları izlemek için gözetleme kulesi olarak kullanmıştır.

Mir-i Arap Medresesi

Leb-i Havuz - “Havuzun etrafında” anlamına gelen külliye, şehir sakinleri ve tüccarların bir araya geldiği yerdi. Etrafında iki medresenin bulunduğu 16. yüzyıldan kalma havuz bir zamanlar şehrin birincil su kaynağı olarak kullanılıyordu. Bugün ise şehrin kültürel mirasına ve eski dönemlerde Buhara'daki günlük yaşantıya ayna tutan popüler bir turistik cazibe merkezidir.

Samani Türbesi - 892 civarında inşa edilen tarihi bir mimari şaheser olan türbe Orta Asya'daki erken dönem İslam mimarisinin en önemli ve iyi korunan örneklerinden biridir. Türbe Samani hanedanının kurucusu İsmail Samani de dahil olmak üzere Samani hanedanını yöneten etkili liderlerin dinlenme yeri olarak kullanılmıştır.

Muğak Attari Cami - 714 yılında inşa edilen cami Buhara'daki en eski camidir. Adı Farsça'da “içe dönük” anlamına gelen “magoki” ve “baharatlar” anlamına gelen “attori” kelimelerinin bir araya gelmesiyle oluşturulmuştur. Eski bir Zerdüşt ateş tapınağının, daha sonra da bir baharat pazarının yerine inşa edildiği için caminin geçmişini yansıtmaktadır. Cami İslamiyet'i Orta Asya'ya getiren ve Buhara'yı ilk fethedenlerden biri olan Emevi generali ve valisi Kuteybe bin Müslim ile ilişkilendirilmiştir.

Muğak Attari Camii- Buhara'daki en eski cami

Ark Kalesi - İlk olarak 5. yüzyılda inşa edilen kalenin bin yılı aşkın bir tarihi vardır. Şehrin en eski ve tarihi öneme sahip simge yapılarından biridir. Bu devasa kale Buhara hükümdarlarının ikametgahı olarak hizmet etmiştir. Aynı zamanda filozof ve bilim adamı İbni Sina ve İranlı bilge Ömer Hayyam gibi önemli şahsiyetlere de ev sahipliği yapmıştır.

Ark Kalesi

17. yüzyıl medreseleri: Magoki Kurns, Abdülaziz Han ve Nadir Divan Bey Medresesi dahil olmak üzere o döneme ait birçok medreseyi ziyaret edin.

Nadir Divan Bey Medresesi

Ebu Ali İbn Sina Müzesi (Afshona köyü) - Adını 980 yılında Buhara'da doğan, Ebu Ali İbni Sina olarak da bilinen ve gelmiş geçmiş en önemli doktor, gökbilimci, düşünür ve İslamiyetin Altın Çağı yazarlarından biri olarak kabul edilen, erken dönem modern tıbbın babası İranlı bilge İbni Sina'dan almıştır. Yazdığı rivayet edilen toplam 450 eserden felsefe alanında 150, tıp alanında 40 olmak üzere yaklaşık 240 tanesi günümüze ulaşmıştır. En ünlü eserleri felsefi ve bilimsel bir ansiklopedi olan “Şifa Kitabı” ve birçok Orta Çağ üniversitesinde standart bir tıp metni haline gelen ve 1650 gibi yakın bir tarihe kadar kadar kullanılmaya devam eden bir tıp ansiklopedisi olan "El-Kanun fit-Tıbb"tır (Tıp Kanunu). Müze, Ebu Ali bin Sina dönemi ve 9. ve 10. yüzyıl Buhara tarihine ışık tutan 400'den fazla kültür sergisine ev sahipliği yapmaktadır.

Semerkant

"Doğunun İncisi”, “Dünyanın Aynası” ve "Dünyanın Yüzü" şehrin güzelliğini yansıtır nitelikte verilen isimlerden yalnızca birkaçıdır. Neden olduğunu anlamlandırmak kolaydır. Şehir Büyük İpek Yolu üzerindeki önemli duraklardan biridir. Bu konumu şehre kültürel, akademik, dini ve mimari bir zenginlik katmıştır. UNESCO 2001 yılında şehri "Kültürlerin Kavşağı Semerkant" adıyla Dünya Mirası Listesine eklemiştir.

İmam Buhari Külliyesi - İmam Buhari, 870 yılında Semerkant'a 25 km uzaklıktaki Hartang köyünde ölmüştür. Buraya yüzyıllar boyunca, aynı antik mimari gelenekleri korunarak 1998 yılında bir külliye inşa edilene kadar kimseler uğramamıştır. Külliye günümüzde Buhari'nin mezarı, cami, medrese, kütüphane ve Kuran koleksiyonundan oluşmaktadır.

İmam Buhari Külliyesi

Bibi Hanım Camii - Timur İmparatorluğu'nun kurucusu Timur tarafından 1399-1404'te inşa edilen camiye, Timur'un genellikle Bibi Hanım olarak anılan eşi Saray Mülk Hanım'ın adı verilmiştir.

Registan Meydanı — Antik kentin kalbinde yer alan meydan Orta Asya'nın en ikonik ve tarihi açıdan önemli meydanlarından biridir ve dolayısıyla popüler bir turistik cazibe merkezidir. İslam mimarisinin izlerini taşıyan meydan Timur hanedanının ihtişamını gözler önüne sermektedir. "Registan" kelimesi Farsça'da "kumlu yer" veya "çöl" anlamına gelmektedir ve geçmişte bir pazar yeri ve kamusal toplanma alanı olarak kullanıldığını anımsatmaktadır. Registan Meydanı üç muhteşem medreseyle çevrilidir: incelikli mozaikleri, yüksek cepheleri ve süslü kemerleri ile bilinen Uluğ Bey Medresesi (1420), Şîrdâr Medresesi (1636) ve Tillâ-Kârî Medresesi (1660).

Registan Meydanı

Şakhi-Zinde külliyesi - Farsça'da "Yaşayan Kral" anlamına gelmektedir ve Peygamberimiz Hz. Muhammed'in (sav) kuzeni Kusem bin Abbas'ın mezarının burada olduğuna inanılmaktadır. 7. yüzyılda Semerkant'a gelmiş ve bölgede İslamiyet'i yaymak için uğraşan ilk insanlar arasında yer almıştır. 11. yüzyıldan 19. yüzyıla kadarki dönemden kalan türbeler ve diğer binaları içeren külliye mimari tasarımıyla da değerlidir.

Tarihi Şakhi Zinde külliyesindeki türbe ve kubbelerin kemerli kapıdan görünümü

Antik Yerleşim Afrasiab - Orta Asya'nın en önemli arkeolojik alanlarından biridir. Bu antik yerleşimin tarihi MÖ 8. yüzyıla kadar uzanmaktadır.

Gur-i Emir - Farsça'da "Kralın Mezarı" anlamına gelmektedir ve Timur'un mezarı burada bulunmaktadır. Orta Asya'da önemli bir mimari şaheser ve önemli bir kültürel adrestir. Yapının Timur hanedanına has mimari tarzda kendine özgü bir mavi kubbesi ve incelikli çini işçiliği vardır. Timur'un anıt mezarı yapının tam merkezindedir ve etrafında oğulları ve torunlarının mezarının yanı sıra Uluğ Bey'in mezarı vardır.

Gur-i Emir'in girişi

Uluğ Bey Rasathanesi Kalıntıları - 1424-1429 yılları arasında Timur İmparatorluğu Emiri ve aynı zamanda önemli bir astronom ve matematikçi olan Timur'un torunu Uluğ Bey himayesinde inşa edilmiştir. Uluğ Bey bir yılın uzunluğunu (Dünya'nın Güneş etrafındaki bir yörüngedeki turunu tamamlaması için geçen süreyi) modern ölçümlere göre saniyeler bazında hesaplayabilecek kadar bilgili ve yetenekliydi. Bugün Uluğ Bey Gözlemevi'nin orijinal kısmı bir müze ve tarihi eserdir.

Hiva ve Içhan Kala

Özbekistan'da önemli bir turistik cazibe merkezi olan Hiva inanılmaz derecede iyi korunan tarihi mimarisi ve simge yapıları nedeniyle ”gökyüzü altındaki müze” olarak bilinmektedir.

2.500 yılın üzerindeki tarihiyle göz dolduran antik kent Orta Asya'nın en eskilerinden biridir. "Cebirin babası" olarak bilinen ve İslam dünyasını ondalık sayı sistemi ile tanıştıran İranlı bilge Abdullah Muhammed bin Mûsâ el-Hârizmî bugün adı Hiva olan, 8. yüzyıl sonu, 9. yüzyıl başında Harizm olarak anılan şehirde doğmuştur. “Kitab al-Jabr w'al-Muqabala” (“Tamamlama ve Dengeleme ile Hesaplama Üzerine Özlü Kitap”) adlı kitabında doğrusal ve ikinci dereceden denklemlerin çözümüne yönelik sistematik yöntemler ortaya koymuştur. "Cebir" kelimesi de kitabının Arapça adı olan “El Cebr” kelimesinden türetilmiştir.

UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan antik iç şehir, Içhan Kala, yaklaşık 10 metre yüksekliğinde asırlık bir tuğla duvarla çevrili olduğu bilinmektedir. Burası İran'a giden kervanların çölü geçmeden önceki son dinlenme durağıydı.

Hiva'nın tarihi merkezi Içhan Kala (iç şehir)

Içhan Kala'da saraylar, camiler, medreseler, türbeler, minareler ve diğer yapılar dahil olmak üzere çok sayıda iyi korunmuş mimari harika ile karşılaşacaksınız. Burada 50'den fazla tarihi eserin yanı sıra 18. ve 19. yüzyıllardan kalma 250 ev yer almaktadır. Eski kent bölgesindeki önemli yapılar arasında 10. yüzyılda inşa edilen Cuma Camii ve henüz inşaatı bitmemiş olan, turkuaz çinili Kalta Minör Minaresi bulunmaktadır.

Tosh Hovli ve Nurullah Bey Sarayı gibi görkemli saraylar da dahil olmak üzere çeşitli türbe ve medreseler de mevcuttur.

Tarihi Merkez Şehri Sebz

İpek Yolu'nun Güney Özbekistan'daki bölümünde yer alan tarihi Merkez Şehri Sebz 2000 yıldan fazla tarihiyle dikkat çekmektedir ve UNESCO Dünya Mirası Listesi'ndedir. Alan, 14. ve 15. yüzyıllarda Kesh bölgesinin kültürel ve politik anlamda merkezi olarak görülmekteydi. Saraylar, camiler, türbeler ve diğer yapılar dahil olmak üzere etkileyici mimari simge yapılarıyla öne çıkmaktadır. Bu binalarda İslami, Farsİ ve Orta Asya mimari tarzlarının bir karışımını görmek mümkündür.

Olağanüstü anıtları ve antik mahalleleri şehrin Timur dönemine tanıklık etmiştir. Şehir ülkenin ulusal kahramanı Emir Timur'un doğum yeri olmasıyla ünlüdür.

1380 yılında inşa edilen Ak Saray yıkık bir saray ve tarihi mekandır. Bugün görkemli kapısının temellerini hâlâ görebileceğiniz saray bir zamanlar orta Asya'nın en büyüğü olarak kabul ediliyordu.

Ak Saray kalıntıları, Şehri Sebz

Dar-us Siyadet külliyesi (”Asillerin Kapısı") hanedanın dinlendiği yerdi. Timur'un oğulları Cihangir ve Ömer'in mezarı da buradadır.

Dar-us Siyadet külliyesi, Şehri Sebz

Açık havada vakit geçirmeyi tercih edenler için de harika bir yerdir. Şehirde yürüyüş ve bisiklet tutkunlarına hitap eden Zeravşan Dağları olduğu gibi kamp yapmak ve vahşi yaşamı keşfetmek isteyenlere uygun olan Kızılkum Çölü vardır.

Batı Tanrı Dağları

Batı Tanrı Dağları

Yüksekliği 700 ile 4.503 m arasında değişen Tanrı Dağları Özbekistan ve Kazakistan'dan Kırgızistan'a ve Doğu Türkistan'a kadar uzanmakta ve dünyanın en büyük sıradağları arasında yer almaktadır.

Birbirinden farklı manzaraları ile Batı Tanrı Dağları zengin bir biyolojik çeşitliliğe ev sahipliği yapmaktadır. Burada yetiştirilen bazı meyveler tüm dünya için önemli olup dağlarda 1300'e yakın benzersiz bitki türü yetişmektedir. Ayrıca Tanrı Dağları'nın batı bloğu UNESCO Dünya Mirası Alanı Listesi'nde yer almaktadır.

Bölgeye özgü hayvanlar arasında nesli tükenmekte olan kar leoparı, şah kartalı, Sibirya dağ keçileri ve Himalaya boz ayısı bulunmaktadır.

Dağlarda ve kayalarda bulunan eski mağara resimlerinde insanlık tarihine dair kanıtlar da mevcuttur. Engebeli arazi ve zorlu koşullara rağmen birçok insan dağ sıralarını ve içindekileri keşfetme cesaretini göstermektedir.

Taşkent

Özbekistan'ın başkenti ve Orta Asya'nın en büyük şehri olan Taşkent ülkenin iş ve kültür merkezidir.

Sovyet dönemi ile modern dönem etkilerini bir arada gözlemleyebileceğiniz şehirde asırlık minareler ve camiler de dahil olmak üzere farklı dönemlere ait mimarisiyle beğeni toplayan geniş caddeler ve yeşil sokakların keyfini çıkarabilirsiniz. Şehirde dünya mutfağından çok fazla örnek olsa da Özbek mutfağı özel yerini korumaktadır.

Hazreti İmam külliyesi - Taşkent'in ilk imamının adını taşıyan külliye bünyesinde şehrin önemli bir cazibe merkezi olan Tilla Şeyh Camii, Ebu Bekir Kaffal Şaşi Türbesi, Barak Han Medresesi ve İmam El Buhari İslam Enstitüsü vardır. Kütüphanede bugün Irak'ın bulunduğu bölgede yazılan, sekizinci yüzyılda kaleme alınmış, dünyanın en eski Kuran’larından biri olan ve Kûfî hat ile yazılmış Semerkant Mushafı'nın olduğu söylenmektedir.

Hazreti İmam / Hasti İmam külliyesi, Taşkent

Taşkent TV kulesi - 375 metre yüksekliğindeki kuleyi şehrin herhangi bir yerinden görebilirsiniz. 1985 yılında tamamlandığında dünyanın en yüksek dördüncü kulesiydi. Kendine özgü kafes yapısı depremlere dayanacak şekilde özel olarak tasarlanmıştır.

Timurlular Tarihi Devlet Müzesi - 1996 yılında komutan Emir Timur'un onuruna açılan müze Özbekistan'ın Timur hanedanlığı dönemine ait tarihi sergilenmektedir.

Eski kent bölgesinin merkezinde geleneksel bir pazar yeri olan Çorsu Çarşısı yerel kültürle kaynaşmak için idealdir. Tüccarlar, satıcılar ve seyahat severler yüzlerce yıldır her gün mal alıp satmak için burada toplanmaktadır ve hem deneyimlerini, hem hikayelerini paylaşmaktadır.

Çorsu Çarşısı, Taşkent

Özbekistan'ın Camileri

Özbekistan'da İslam mirasını temsil eden birçok tarihi cami, minare ve medrese bulunmaktadır. Daha önce bahsini ettiğimiz camilere ek olarak başka önemli camiler de bulunmaktadır:

Baland Camii, Buhara

İki ibadet alanının bulunduğu 16. yüzyıldan kalma bir camidir. Biri incelikle işlenmiş ahşap mukarnaslarla süslenmiştir ve yaz sıcağında kullanmak üzere tasarlanmıştır. Büyüleyici mozaiklerin olduğu diğer alan ise kış aylarında kullanılmak üzere tasarlanmıştır.

Baland Camii'nin ahşap sütunları

Tilla Kori Camii, Semerkant

17. yüzyıla kadar uzanan tarihiyle göz dolduran ve Tilla Kori Medresesi'nde yer alan caminin lüks iç mekanı altın varaklarla süslenmiştir. Tilla Kori "altınla süslenmiş" anlamına gelmektedir.

Kök Gümbaz Camii, Şehri Sebz

Şehri Sebz'in merkez camisi Timur'un yazlık sarayının yakınında inşa edilmiştir ve 1436'da tamamlanmıştır. Caminin incelikli mavi çinilerle süslenmiş sivri kemerli bir sütunla çevrili geniş bir avlusu vardır.

Kök Gümbaz Camii, Şehri Sebz

Çor Minör, Halife Niyaz-kul Medresesi , Buhara

1807 yılında inşa edilmiş kendine özgü mimarisi ile dikkat çeken Çor Minör'ün her biri farklı dini temsil ettiğine inanılan motiflerle süslenmiş dört seramik kubbeli kulesi vardır.

Çor Minör, Buhara

Minor Cami, Taşkent

2014 yılında inşa edilen ve nispeten yeni olan cami beyaz mermerden yapılmıştır. Geleneksel oryantal ve Özbek mimari tarzlarında tasarlanmıştır. 2.400'den fazla insanı alabilen otel Özbekistan'ın en büyük İslam merkezlerinden biridir.

Minor Camii'nin mavi kubbesi, Taşkent

Özbekistan'ın helal yiyecekleri ve restoranları

Özbekistan Müslüman bir ülke olduğu için restoranlarda servis edilen yemekler genel olarak helaldir. Özbek mutfağı bölgedeki hem yerleşik hem de göçebe topluluklardan gelen asırlık mutfak geleneklerini bünyesinde barındırmaktadır.

Bir ticaret merkezi olarak tarihi konumu göz önüne alındığında yerel mutfağın dünyanın dört bir yanındaki kültürlerden nasıl etkilendiğini görmek kolaydır.

Özbek yemekleri genel olarak yavaş yavaş pişirilmektedir. Ayrıca İran, Hindistan ve Çin'in etkisi sayesinde yoğun olarak baharat kullanılmaktadır.

Yemeklerde sık sık nar, kayısı ve kavun gibi meyveler de kullanılırken yufka ve pide ekmeği de efsanedir.

Özbek pilavı — En yaygın tüketilen yemektir. Pirinç, haşlanmış et, kimyon gibi baharatlar, karamelize soğan, kuru üzüm ve nohut döküm tencerede kısık ateşte pişirilerek hazırlanmaktadır.

Özbekistan'ın ulusal yemeği Özbek pilavı

Özbek mantısı - İçine kıyma ve soğanla hazırlanan bir harcın konduğu hamurlar buharda pişirilmektedir. Diğer mutfaklara has mantı hamurlarından genellikle daha büyüktürler ve yanında yoğurt ile servis edilmektedirler.

Kazan patyr - Genellikle kahvaltıda sıcak sıcak yenen, kenarları çıtır çıtır olan gözlemedir.

Samsa - Üstüne yumurta sarısı sürülen, içi et ya da sebzeyle doldurulan, tuzlu kıtır hamur işidir.

Samsa

Kazan kebabı - Patates, soğan ve haşlanmış et ile hazırlanmaktadır.

Şivit oşi — İçine dereotu konarak hazırlanan Özbek makarnası Hiva'nın ulusal yemeklerindendir.

Bıldırcın kebabı- İçine konan baharatlar ile mis gibi kokan bıldırcın ve kuzu dolmasında sebzeler de kullanılmaktadır. Eskiden zengin Özbek ailelerinde yapılan bir yemekti.

Shurpa - et, sebze ve çeşitli otlar ile yapılan doyurucu bir çorbadır.

Şiş kebap - Şişte pişirilen kuzu, sığır eti ya da tavuktur. Genellikle ekmek, soğan ve taze yeşilliklerle servis edilmektedir. . Özbekistan'da "kebap" denince genellikle mangalda yapılan değil de “kazan kebabı” şeklinde pişirilen kebap akla gelmektedir.

Şiş kebap

Özbekistan'da ulaşım

Taşkent'te yaklaşık dört hat ve 50 duraktan oluşan bir metro vardır. Sovyet döneminden kalma etkileyici metro duraklarını görmek için bile metroya binebilirsiniz.

Özbekistan'daki tren ağı oldukça iyi gelişmiştir ve büyük şehirleri birbirine bağlamaktadır. Ayrıca kolay ve konforlu bir şekilde gezme imkanını sunmaktadır. Yüksek hızlı Afrosiyob treni Taşkent, Semerkant ve Buhara dahil olmak üzere birçok şehirden geçmektedir.

● Taşkent - Buhara (4 saat)

● Taşkent - Semerkant (2 saat)

● Semerkant - Buhara (1,5 saat)

Daha yavaş trenler bir buçuk ya da iki kat daha uzun sürmektedir.

Ayrıca birileriyle taksiye binerek ücreti paylaşmak ya da minibüse binmek daha hızlı ve ucuz bir alternatiftir. İnternetten araç ya da taksi çağırma uygulamaları da mevcuttur. Daha özgür hareket etmek isterseniz araba kiralayarak ülkeyi dilediğinizce gezmek de bir seçenektir. Bazı yollar kasisli olsa da ana yollar iyi durumdadır.

Uzun yol otobüsleri yavaştır ve rahat değildir. Ayrıca ikinci sınıf bir tren biletinden pek de ucuz değildir. Şehir içindeki otobüsler ise ulaşım için daha uygun bir yöntemdir.

Uçağı tercih etmek özellikle şehirler arasındaki uzun mesafeleri göz önünde bulundurduğunuzda size zaman kazandıracaktır. Taşkent ve Semerkant'a yurtdışından uçuşlar vardır. Bu şehirler ile turistler için Hiva'ya açılan ana kapı olan Buhara ve Ürgenç gibi şehirler arasında iç hat uçuşları da mevcuttur.

Özbekistan'a gitmek için ideal zaman

Özbekistan'ı ziyaret etmek için en iyi dönem ilkbahar (nisan/mayıs) ve en yoğun sezon olan sonbahardır (eylül-kasım başı). En çok etkinlik bu dönemlerde yapılmaktadır. İlkbaharda hava ılımandır, sonbahar ise daha serindir. Bu da açık havada farklı yerleri keşfetmek için mükemmel bir fırsat sunmaktadır. Yaz aylarında sıcaklıklar 40 derece ve üzerine ulaşabilmektedir.

Kış ayları ise kalabalıktan hoşlanmayan insanlar için iyidir. Yine de hava bazen tahminlerin aksine sıcak ya da soğuk olabilir. Genel olarak hava güneşliyken haftanın bir iki gününde fırtına ya da yağış görülebilmektedir.

Özbekistan'da konaklama

HalalBooking Özbekistan genelinde 450'den fazla otel seçeneği sunmaktadır. Otellerin çoğunda helal yiyecekler servis edilmektedir ve çoğu tamamen alkolsüzdür. Bazılarında kadınlara özel havuz ve spa merkezleri mevcuttur. Gereksinimlerinize uygun konaklamayı bulmak için helal özellikli filtreleri kullanabilirsiniz.

Central Palace Halal Hotel, Taşkent

Taşkent'te bulunan Central Palace Halal Hotel restoran, ücretsiz özel park yeri, fitness merkezi ve bahçe olanağı sunmaktadır. Otelde tesettür mayo giyilmesine izin verilen kapalı yüzme havuzu ve bir hamam bulunmaktadır.

Central Palace Halal Hotel, Taşkent

Arkanchi Hotel, Hiva ⭐⭐⭐

Tüm önemli turistik yerlere kısa bir yürüyüş mesafesinde yer alan alkolsüz otel, özel olarak kiralanabilen tam donanımlı bir saunaya sahiptir. Alla Kuki Han Medresesi, Taş Saray ve Cuma Camii'ye yakın merkezi bir konumda yer almaktadır.

Arkanchi Hotel, Hiva

Özbekistan seyahatiniz için önerilen 7 günlük gezi rotası

1. gün: Taşkent'e varış

● Otele yerleşin.

Emir Timur Meydanı'nda dolaşın.

Tilla Şeyh Camii'nin de bulunduğu Hazreti İmam/Hast İmam külliyesine gidin.

● Yerel bir restoranda geleneksel Özbek akşam yemeğinin tadını çıkarın.

2. gün: Taşkent Kültürünü Keşfedin

● Timur hanedanı hakkında bilgi edinmek için Timurlular Tarihi Devlet Müzesi'ni ziyaret edin.

● Kendinizi yerel kültüre bırakın ve canlı Çorsu Çarşısı'nı keşfedin.

● Panoramik şehir manzarasının keyfini çıkarmak için Taşkent TV Kulesi'nde isteğe bağlı akşam ziyareti.

3. gün: Tarihi Buhara şehri

● Sabah uçağa binin ve Buhara'ya gidin.

● Bir zamanlar hükümdarları ve akademisyenlere kapılarını açan antik Ark Kalesi'ni ziyaret edin.

Poi Kalan külliyesini keşfedin; çarpıcı minaresini ve camisini görün.

Leb-i Havuz ve çevresindeki medreselerde dolaşın.

4. gün: Büyüleyici Semerkant

● "Doğu'nun İncisi" Semerkant'ı mutlaka görün!

Registan Meydanı'nı ve görkemli medreselerini ziyaret edin.

● Mimari harika Bibi Hanım Camii'yi keşfedin.

Şakhi Zinde külliyesini ve tarihi türbelerini keşfedin.

● Semerkant'ta akşam yürüyüşe çıkın.

5. gün: Semerkant'ta Kültürel Keşifler

İmam Buhari külliyesini ziyaret edin ve âlim hakkında daha fazla bilgi edinin.

Afrasiab antik yerleşimini ve arkeolojik hazinelerini keşfedin.

● Dilerseniz astronomi tarihinde yolculuğa çıkmak için Uluğ Bey Gözlemevi'ne gidin.

● Gece trene binerek Hiva'ya gidin.

6. gün: Hiva'nın Antik Harikaları

● Tarihi anıtlarıyla hayran bırakan antik iç şehir Içhan Kala'yı keşfedin.

Kalta Minor Minaresi ve Cuma Camii'yi ziyaret edin.

Harezm Memun Akademisi'nde İslam tarihi hakkında bilgilerinizi tazeleyin.

● Gün batımında şehrin surları boyunca yürüyüşe çıkın.

7. gün: Taşkent'ten Ayrılış

● Ürgenç'ten Taşkent'e geri uçun.

● Son gününüzü hediyelik eşya ve yörede yapılan el sanatı ürünlerinden almak için alışveriş yapın.

● Modern bir İslamî mimarisi şaheseri olan Minor Camii'yi ziyaret edin.

● Bir restoranda geleneksel bir Özbek yemeği yiyerek gezinizi tamamlayın.